Vahdet-i Şühud Nedir?

Tasavvuf

Vahdet-i şühûdun anlamı nedir? Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz cevaplıyor...

Vahdet-i şühûd, Bir’i görmek demektir. Bu âlemde gerçek varlık olarak Allah’ı görmektir. Sâlikte ibâdet, tâat, riyâzat ve mücâhede sâyesinde meydana gelen ilâhî aşk ve muhabbet kulu istilâ edince vecd ve istiğrak hâli ortaya çıkar. Bu hâle eren sâlik, Allah’ın tecellîsinden başka bir şey görmez olur. Gözünden mâsivâ büsbütün kaybolur. Sâdece Tek’i görmeye başlar. İmâm-ı Rabbânî bunu gündüz ışığını gören kimsenin yıldızları görmemesi misâliyle açıklar. Güneş ışığı ortaya çıkınca yıldızlar görünmez, ama büsbütün yok olmuş değillerdir. Sâdece daha güçlü bir ışık onların ışığının görünmesine engel olmuştur. Vahdet-i vücûdda Hakk’ın tecellîsini müşâhede eden, diğer varlıkları görmese de, yok olduklarını iddiâ edemez.

Yine İmâm-ı Rabbânî’ye göre Hallâc’ın “ene’l-Hakk” sözü ile Bâyezîd Bistâmî’nin “Sübhânî” sözü vahdet-i şühûd makâmında söylenmiş sözlerdir. Şühûd hâline eren kimsenin gözünde mâsivâ, müzmahil olduğu ve “Sen çıkınca aradan kalır seni Yaradan” sırrı gerçekleştiği için sâlik, “ene’l-Hakk” derken “Hakk Hakk’tır, ben değilim” demektedir. Değilse, böyle bir sözü kendisini görerek söyleyen küfre düşer.

Kaynak: Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, 300 Soruda Tasavvufi Hayat, Erkam Yayınları