Vahiy Esnasında Görülen Haller Nelerdir?

Vahiy esnasında görülen haller nelerdir? Madde madde vahiy esnasında görülen durumlar...

Vahiy, kulun Allah’ın hitabına muhatap olmasıdır. Böyle bir hitaba nail olmak sanıldığı kadar kolay ve rahat bir durum değildir. Bilakis oldukça ağır ve zor bir durumdur. Zira âyet-i kerîmelerde, Kur’ân-ı Kerîm’in ağırlığıyla yüce dağları yerle bir edecek bir azamet ve kuvvette olduğu bildirilmektedir. (bk. Haşr 59/21) Yine bu gerçeği haber veren bir âyet-i kerîmede şöyle buyrulur:

“Resûlüm! Doğrusu biz sana sorumluluğu ağır bir söz vahyediyoruz.” (Müzzemmil 73/5)

VAHİY ESNASINDA GÖRÜLEN HALLER

Bu sebepledir ki, gelen vahiyler Allah Resûlü (s.a.v.)’in üzerinde kuvvetli bir tesir bırakır ve Efendimiz’de şu haller görülürdü:

  • En soğuk günlerde bile mübârek alınları terlerdi.
  • Üzerine büyük bir ağırlık çökerdi.
  • Resûlullah (s.a.v.)’in yanında bazen horultuya, bazen de arı uğultusuna benzer sesler işitilirdi.
  • Efendimiz’in mübârek yüzleri gül gibi kızarır, yanakları al al olurdu.
  • Bazen vahyin şiddetinden üzerinin bir örtüyle örtüldüğü olurdu.

Bir yönden büyük bir lütuf bir yönden de belli zorlukları olan vahyi Efendimiz (a.s.) Yüce Rabbimizden alarak bize ulaştırdı. Ancak şunu ifade edelim ki Peygamberimiz’e gelen vahiyler, vahyediliş şekli ve taşıdığı kuvvet itibariyle kendi içinde farklılıklar arzediyordu.

Kaynak: Prof. Dr. Ömer Çelik, Tefsîr Usûlü ve Tarihi, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

İLK VAHİY NASIL VE NEREDE GELDİ? VAHYİN BAŞLANGICI

İlk Vahiy Nasıl ve Nerede Geldi? Vahyin Başlangıcı

VAHİY ESNÂSINDA GÖRÜLEN HALLER

Vahiy Esnâsında Görülen Haller

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.