Vakıfların Topluma Etkisi ve Faydaları

Osmanlı’daki vakıfların topluma etkileri ve faydaları nelerdir? Osmanlılarda kayıtlara geçtiği için tespit edilen vakfı sayısı kaçtır? Vakıflar hangi alanlarda hizmet ediyordu?

Osmanlı’daki vakıflar, toplumu bir ağ gibi örüyordu. Mahalle; sahipsiz kaldıklarında yanlış yollara tevessül etmeleri ihtimal dâhilinde olan dul, yetim, öksüz, yoksul, garip ve hasta gibi yaralı kesimleri kanadı altına alıyordu. Onları sahipsiz bırakmıyordu. Evlâtları maddî ve mânevî doyuruyordu, yetiştiriyordu, iş sahibi yapıyor, evlendiriyor, topluma sâlih / sâliha birer fert olarak kazandırıyordu.

Fatih Sultan Mehmed Han; şehidlerin ailelerine ve İstanbul fukarâsına, havanın loş karanlığında, kimseler görmeden, kapalı kaplar içerisinde yemek gönderilmesini, vakfiyesinin bir şartı kılmıştı.

Ezcümle;

Kurulan vakıflar; bir yönüyle, sevdiğinden infâk ederek Allâh’ın rızâsına erişmek için olduğu gibi; bir yönüyle de toplumu vikāye / himâye içindir. Aç kalanlar menfî yola düşmesin, diye mânevî bir tedbir içindir.

Böylece;

  • Vakıfların kurulduğu, gönülden bol bol infâkın yaşandığı bir toplumda, cinayetler ve haramlar asgarîye düşer.
  • Namazın hakkıyla kılındığı bir cemiyette, psikolojik rahatsızlıklar da asgarîye düşer.
  • Zekât ve infâkın hakkıyla edâ edildiği bir cemiyette de fakir ve zengin arasında aşırı sınıf farklılıkları azalır ve sosyal isyanlar yaşanmaz.

OSMANLI’DA KAYITLARA GEÇEN TESPİT EDİLMİŞ 26.000 KÜSUR VAKIF

Osmanlılarda kayıtlara geçtiği için tespit edilmiş 26.000 küsur vakıf kurulmuştur. Hem de hiç akla gelmeyecek hususlarda bile câlib-i dikkat vakıflar kurulmuştur. Birkaç misal verelim:

  • Kızlara çeyiz hazırlayan vakıf,
  • Hizmetçilerin kırdığı tabakları tazmin eden vakıf,
  • Çiftçilere ziraat âletleri sağlayan vakıf,
  • Âfet sonrası tamir yapan vakıf,
  • İflâs eden tüccarlara yardım eden vakıf…

Diğer taraftan;

Ticaret ve sanat ehlini İslâm ahlâkı üzere ve helâl kazanç dairesinde muhafaza etmek için kurulan ahîlik teşkilâtı vardı.

Bunlar; istihdâma fayda sağladıkları gibi, insanların meslek edinmesi, yeni iş sahaları bulması gibi bugün dünyevî ve iktisâdî görülebilecek, insanlığa faydalı nice işleri de deruhte ediyorlardı.

Vakıflar içinde, mahkûmlarla alâkalı olanlar da câlib-i dikkattir:

  • Mübârek gecelerde mahkûmlara ikramda bulunan vakıf,
  • Yoksul mahkûmlara harçlık veren vakıf…

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Yüzakı Dergisi, Yıl: 2023 Ay: Mayıs, Sayı: 219

İslam ve İhsan

İLK VAKIF NASIL KURULDU?

İlk Vakıf Nasıl Kuruldu?

OSMANLI’DA VAKIFLAR VE VAKIF MEDENİYETİ

Osmanlı’da Vakıflar ve Vakıf Medeniyeti

OSMANLI’DA VAKIF ÖRNEKLERİ

Osmanlı’da Vakıf Örnekleri

VAKIF İLE İLGİLİ HADİSLER

Vakıf ile İlgili Hadisler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.