Vareste Ne Demek? Vareste Ne Anlama Gelir?
Vareste ne demek? Vareste kelimesinin anlamı nedir? Vareste kelimesine örnek cümleler...
Vâreste: Kurtulmuş. Serbest, âzâde, rahat anlamlarına gelmektedir.
VARESTE KELİMESİNE ÖRNEK CÜMLELER
Hazret-i Yûnus da şöyle der:
Yol oldur ki doğru vara,
Göz oldur ki Hakk’ı göre...
Cümle yerde Hakk nâzır,
Göz gerektir göresi...
Zîrâ gören gözler için âlemlerin Rabbi olan Allâh Teâlâ’nın yerlerde ve göklerde O’na olan şehâdet tezâhürlerinin ne kadar ayân ve âşikâr olduğu
îzâhtan vârestedir. Ehlullâh bu hakîkati kalblerinin bütün istidadlarıyla yaşarlar. Çünkü onların gönülleri mecazlardan, fânîlerden vazgeçtikleri için
hakîkate ve esrâr-ı ilâhiyyeye vâkıf olmuşlardır. «Ölmeden evvel ölünüz!»
*****
Kur’ân-ı Kerîm ve Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in hadîs-i şerîflerinden sonra Rabbin mârifete ermiş has kullarının davranış ve sözlerinden daha güzel hiçbir söz yoktur. Çünkü, onların davranış ve sözleri derûnî ve ledünnîdir, kesbî değildir. Bu sebeple onlara “veresetü’l-enbiyâ” denir. O has kulların davranışlarını müşâhede eden ve kelâmlarını işitenlerin gönülleri feyz ile dolar. Gayretleri artar, sırlar kendilerine
ayân olmaya başlar, şeytânî vesveselerden ve dünyevî ihtiraslardan halâs olurlar.
Bu Hak dostlarının bir kısmı, Hazret-i Âdem sıfatlı; bir kısmı Hazret-i İbrâhim, Hazret-i Mûsâ, Hazret-i Îsâ sıfatlı; bir kısmı da Muhammediyyü’l-Meşreb”dir.
Muhammediyyü’l-Meşreb olanların fârik vasıfları; mârifet, muhabbet ve tevhîd ehli olmalarıdır. Bu zevât-ı kirâm içerisinde öyleleri de vardır ki onlar bütün fârik vasıfları kendilerinde cem ettiklerinden bî-sıfattırlar. Yâni îzahtan vârestedirler.
*****
Peygamber Efendimiz’in daha bu dünyadaki rahmet ve bereket tecellîleri bile insanlığın Oʼna sonsuz bir şükran ve minnet duymasını
gerektirir. Oʼnun insanlığın ebedî saâdet ve selâmeti için ne büyük bir lûtf-i ilâhî olduğu ise îzahtan vârestedir.
*****
Cenâb-ı Hak, sevip sevdirdiği velî kullarına, hâllerine göre muhtelif tecellîler bahşetmiştir. Bu meyanda kimini Şâh-ı Nakşibend eyleyip mânevî tasarruf ve mârifetullah’ta eşsiz bir himmet deryâsı kılmış; kimini Mecnun gibi aşk çöllerinde dolaştırmış; kimini hayret vadilerinde gezdirmiş; kimini azamet-i ilâhiyye tecellîleri karşısında dilsiz eyleyerek sükûtun münzevîliği içinde gizlemiş, kimini Yûnus Emre gibi aşk bülbülü kılmış, kimini
de Hazret-i Mevlânâ gibi dilinden hikmetler fışkıran bir mânâ ummânı eylemiştir. Bu zevât-ı kirâm içerisinde öyleleri de vardır ki onlar, bütün bu vasıfları kendilerinde cem ettiklerinden, bî-sıfattırlar. Bu sebeple de îzahtan vârestedirler.