Varlığın Aynası Nedir?

İHSAN

Kalbî kıvâma erdikten sonra kişi asıl mânevî terakkî yoluna girmiş sayılır.

Mevlânâ Hazretleri bu kalbî kıvâma erenlere şöyle seslenir:

“Yola düşersen, sana yol açarlar. Yok olursan, seni varlığa ulaştırırlar.

Varlığın aynası nedir? Varlığın aynası yokluktur.

Ey Hak âşığı! Eğer ahmak değilsen, Hakk’ın huzûruna yokluk götür.”

Kibir gibi bir gaflet ve sıklet ile mânen mesâfe alabilmek imkânsızdır. Zira Hacı Bayram-ı Velî Hazretleri’nin buyurduğu gibi:

“Kibir, bele bağlanmış taş gibidir. Onunla ne yüzülür ne de uçulur!”

Bunun içindir ki Hak dostları, nefislerini tezkiye edebilmek için evvelâ varlık ve benlik elbisesini çıkarmışlar, yokluk ve hiçlik libâsını büyük bir samimiyetle giymişlerdir. Ancak bu merhaleden sonra mânâ sultanlığına nâil olmuşlardır.

MÂNEVİ TERBİYE KAZANMAK

Nitekim cihan pâdişahlarına yön veren Hüdâyî Hazretleri, mânevî terbiye için Üftâde Hazretleri’ne intisâb ettiğinde ilk olarak kendisinden, dünyevî ve nefsânî dayanaklarını terk etmesi istenmiştir. Bu meyanda da kadısı olduğu Bursa’nın çarşısında, süslü kaftanıyla ciğer satması emredilmiş, akabinden de dergâhın helâ temizliği hizmeti verilmiştir.

Yine büyük Hak dostu Hâlid-i Bağdâdî Hazretleri de ilim âleminin âdeta güneşi mevkiinde iken Dehlevî Hazretleri’nin önünde diz çökmüş, verilen helâ temizliği vazîfesini titizlikle îfâ etmiştir. Böylece tevâzû, yokluk ve hiçlik tâcını giymiş, neticede üstâdının iltifatlarına ve mânevî ikramlara mazhar olmuştur.

BENLİK VE KİBİR

Velhâsıl, mânevî olgunluk için hiçbir zaman tevâzû libâsını üzerimizden çıkarmamamız îcâb eder. Tevâzûsuz bir kulluk, noksan ve illetli bir kulluktur. Benlik ve kibir ise, tıpkı şeytan -aleyhillâ’ne- misâlinde olduğu gibi, kişiyi küfre kadar götürebilen en tehlikeli âfetlerdendir.

Hak dostları, tevâzû fazîletini kendileri için hayat düstûru edindiklerinden, Hakk’ın büyük nîmetlerine mazhar olmuş, mâneviyat semâsının yıldızları hâline gelmişlerdir. Eriştikleri mânevî salâhiyetle de ömürleri boyunca insanların irşâdına gayret ettikleri gibi, fânî ömürlerinden sonra da irşâda devam etmektedirler.

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Hak Dostlarının Örnek Âhlakından 1, Erkam Yayınları