Vefakârlık ile İlgili Hadisler
Vefakârlık ile ilgili hadisler nelerdir? Peygamberimizin (s.a.v.) vefakârlık ile ilgili hadis-i şerifleri...
Peygamber Efendimizin (s.a.v.) vefakârlık konusu hakkındaki bazı hadisleri...
Nu’mân b. Beşîr (r.a.) anlatıyor:
“Peygamber’e Tâif’ten bir miktar üzüm hediye edilmişti. O da beni çağırarak, ‘Şu salkımı al da annene götür.’ dedi. Ama ben üzümü anneme götürmeden önce yedim. Birkaç gün sonra Resûlullah bana, ‘Üzüm salkımı ne oldu, onu annene ulaştırdın mı?’ diye sordu. Ben de, ‘Hayır.’ dedim.” Nu’mân, bu olay nedeniyle Resûlullah’ın kendisini “ğuder” (vefasız) diye isimlendirdiğini söylemiştir. (İbn Mâce, Et’ıme, 61)
***
Abdullah b. Ömer’in (r.a.) işittiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“İyiliklerin en güzeli, evlâdın baba dostlarını ziyaret etmesidir.” (Müslim, Birr, 11)
***
Hz. Enes’ten (r.a.) nakledildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Kıyamet gününde her vefasızın, vefasızlığının göstergesi olarak bir sancağı olacaktır...” (Müslim, Cihâd ve siyer, 14)
***
Hz. Âişe (r.a.) anlatıyor:
“Ben Peygamber’in eşlerinden hiçbirini, Hatice’yi kıskandığım kadar kıskanmadım. Oysaki ben Hatice’yi (benden önce vefat ettiği için) görmemiştim. Ancak Peygamber ondan çok bahsederdi. Bazen bir koyun keser, onu parçalara ayırır, sonra da Hatice’nin dostlarına gönderirdi. Bazen ben, ‘Sanki yeryüzünde Hatice’den başka kadın yok!’ diyerek serzenişte bulunurdum da Allah Resûlü, ‘Hatice şöyle idi, Hatice böyle idi. Üstelik ondan benim çocuklarım var.’ derdi.” (Buhârî, Menâkıbü’l-ensâr, 20)
***
Hz. Peygamber (s.a.v.), süt akrabâlarına karşı da ömür boyu vefâkâr davranmıştır. Sütannesi Halîme Hâtun’u her gördüğünde; “Anneciğim! Anneciğim!” der, kendisine candan muhabbet ve hürmet gösterir, ridâsını (üst elbisesini) yere serip üzerine oturtur, bir isteği varsa hemen yerine getirirdi. (İbn-i Sa’d, I, 113, 114)
***
Hz. Âişe (r.a.), Hz. Peygamber’in (s.a.v.) Hatîce vâlidemize gösterdiği vefâkârlığı şöyle anlatır:
Peygamber Efendimizin hanımlarından hiçbirini, Hatîce’yi kıskandığım kadar kıskanmadım. Üstelik onu hiç görmedim. Fakat Resûl-i Ekrem, onu sık sık yâd ederdi. Bir koyun kesip etini parçaladığında, çoğu zaman Hatîce’nin dostlarına gönderirdi. Bâzen (dayanamayıp) Allah Rasûlü’ne:
“–Sanki dünyâda Hatîce’den başka kadın kalmadı!” derdim.
Fahr-i Kâinât Efendimiz:
“–O, şöyle şöyleydi…” diye husûsiyetlerini sayar ve; “Çocuklarım ondan oldu.” derdi. (Buhârî, Menâkıbü’l-Ensâr, 20; Müslim, Fedâilü’s-Sahâbe, 74-76)