Vefâkârlık Yarışı
Kaza Umresi’den sonra sahabenin tutuştuğu “vefâkârlık yarışı...”
Kazâ Umresi dönüşü, Resûlullah, Mekke’den çıkarlarken, Hz. Hamza’nın kızı Ümâme (r.a.) peşlerine takıldı ve:
“–Amcacığım, amcacığım!” diye seslendi. Hz. Ali onu alıp elinden tuttu ve Fâtıma’ya:
“–Amcanın kızını yanına al!” dedi. Medîne’ye gelince Ümâme’ye bakma husûsunda Hz. Ali, Zeyd ve Câfer (r.a.) ihtilâfa düştüler. Hz. Ali (r.a.):
“–O benim amcamın kızıdır!” diyordu. Câfer (r.a.):
“–O hem amcamın kızı, hem de hanımım onun teyzesi!” diyordu. Zeyd (r.a.) ise:
“–O benim kardeşimin kızıdır!” diyordu. Zira Resûl-i Ekrem Efendimiz onu Hz. Hamza (r.a.) ile kardeş yapmıştı. Resûlullah Efendimiz, Ümâme’nin, teyzesinin yanında kalmasına hükmetti ve:
“–Teyze anne makâmındadır!” buyurdular. Ardından Hz. Ali’ye yönelerek:
“–Sen bendensin, ben de sendenim!”
Hz. Câfer’e dönerek:
“–Yaratılışın ve huyun bana ne kadar da benziyor.”
Hz. Zeyd’e dönerek de:
“–Sen bizim hem kardeşimiz, hem de mevlâmız (âzatlımız)sın!” buyurdular. Böylece her birine ayrı ayrı iltifat ederek gönüllerini aldılar.[1]
[1] Buhârî, Meğâzî 43, Sulh 6, Umre 3; Müslim, Cihâd, 90; Ebû Dâvûd, Talâk, 35; Ahmed, I, 98.