Vehbi Ne Demek? Vehbi Ne Anlama Gelir?

NE NEDİR?

Vehbi ne demek? Vehbi kelimesinin anlamı nedir? Vehbi kelimesine örnek cümleler...

Vehbî: Al­lâh’ın ihsâ­nı so­nu­cu olan. Al­lâh ver­gi­si, fıt­rî anlamlarına gelmektedir.

VEHBİ KELİMESİNE ÖRNEK CÜMLELER

Nefs-i kâmile, tezkiye netîcesinde arınmış, sâf, berrak, ulvî ve olgun nefstir. Bütün mârifet sırlarının tahsîl edildiği ve ancak Cenâb-ı Hak tarafından vehbî olarak lutfedilen bir makâmdır; Hak vergisidir, sırf çalışmakla elde edilmez. Kader sırrına mebnî bir ilâhî ihsândır.

*****

Bu gâyeye dayalı olarak tefsir usûlüne dâir kitaplarda müfessirlerin bilmesi gereken ilimler sayılırken, Allâhu Teâlâ’nın müstesnâ kullarına bahşettiği “vehbî ilim” de yer almaktadır. Bu ilim ise, ancak Allâhu Teâlâ’ya karşı takvâ, mahlûkâta karşı tevâzu, dünyaya karşı zühd ve nefse karşı amansız bir mücadele ile elde edilebilir. Nitekim, “Bildiğiyle amel edenlere, Allâh bilmediklerini de öğretir.” (Ebû Nuaym, Hilye, X, 15) hadis-i şerifi bu gerçeğe
işaret eder.

*****

Yaratılmış her şeyin var oluşu ve onların sâhip kılındıkları vasıflar, aslında birer “mevhibe-i ilâhiyye” olmakla berâber, biz bu tâbiri, tasavvuf yoluna girmiş bulunanların kat ettikleri merhaleler nisbetinde, vehbî olan nâiliyyetleri için kullanırız. Halk içinde istîdâdlı olanlar, bu yolda ilerledikçe müstesnâ birtakım lutuf ve meziyetlere, daha âhirete intikâl etmeden sahip olmaya başlarlar. Bu nâiliyyetlerin başlangıcında irâde-i cüz’iyyeyi kullanmakla bir istihkak (hak etme) mevzubahis olsa bile, netîcede lutuf, istihkâka gâlip olduğundan, bunları sırf bir ilâhî mevhibe olarak telakkî etmek ve “mevhibe” kelimesini bunlara hasretmek âdet olmuştur. Zîrâ, burada hak edişle nâiliyyet arasındaki büyük fark, istihkâkı “yok” farzetme temâyülünü doğurmuştur. Bu görüş, istihkâka medâr olan şahsî imkânın da esâsen bir mevhîbe-i ilâhiyye olması sebebiyle pek de yanlış sayılmaz.

*****

Ledünnî ilim, tasavvufta mânevî eğitim sonucu ulaşılan Hak vergisi (vehbî) bir ilimdir. Kur’ân-ı Kerîm’in pek çok âyet-i kerîmesinde bu ilimden bahsedilmiş olması, bu hükmün delîlidir. Mûsâ -aleyhisselâm- ile ilgili olarak vâkî olan ilk vahiylerde, bu gerçeğin işâretleri başlamıştır.