Velhasıl Ne Demek? Velhasıl Ne Anlama Gelir?

Velhasıl ne demek? Velhasıl kelimesinin anlamı nedir? Velhasıl kelimesine örnek cümleler...

Velhâsıl: Hâsılı, kısacası, netice anlamına gelmektedir.

VELHASIL KELİMESİNE ÖRNEK CÜMLELER

Peygamber Efendimiz r, baktığı her şeyden bir ibret çıkarıp hamd ve şükür ile Rabbine yönelirdi. Bizler de gördüğümüz her şeyde ilâhî azameti seyrederek his ve fikir dünyamızın mânevî gıdâsını almaya gayret etmeliyiz. Müslüman; Güneş’e, Ay’a, atmosfere, kendi yaratılışına, ecdâdına, evlâdına, velhâsıl nereye bakarsa baksın, bunlar vâsıtasıyla verilen ilâhî mesajları gönül gözüyle okumalıdır. Nereden ve nasıl geldiğini, nasıl hayat sürebildiğini, şeklini-biçimini kimin verdiğini, ömrünü kimin tâyin ettiğini, nereye gitmekte olduğunu, hayat ve kâinâtın hikmetsiz olmadığını, hiçbir şeyin boş ve abes yere yaratılmadığını, kendisinin başıboş bırakılmadığını düşünüp, dâimâ ilâhî kudret ve azametin farkında olmalıdır.

*****

Velhâsıl, içinde yaşayıp da farkında olduğumuz ve olamadığımız bütün ilâhî nîmetler için Rabbimize sonsuz bir şükür ve kulluk borcumuz vardır. Bu vazîfelerinin şuur ve idrâki içinde olup îfâsı yolunda gayret eden ârif gönüllere ne mutlu!..

*****

İnsanın yaratılışı gibi uzuvları da lisân-ı hâl ile kendisini tefekküre dâvet etmektedir. Yani gözümüz, kulağımız, elimiz, ayağımız, beynimiz, kalbimiz, velhâsıl bütün vücûdumuz bizlere verilmiş geniş bir tefekkür sahası olarak âdeta söyle seslenmektedir:

Cenâb-ı Hakk’ın et, sinir ve damarlardan teşekkül eden âzâları nasıl tanzim ettiğine ve onları birbiriyle âhenkli çalışan müthiş bir sistem hâlinde nasıl var ettiğine ibretle bir bak! Başı yuvarlak yapmış ve onun üzerinde kulak, göz, burun, ağız ve diğer menfezleri açmış… El ve ayağı uzun yaratmış, uçlarını parmaklara, parmakları da büklümlere ayırmış… Kalp, mide, ciğer, dalak, bağırsak, rahim gibi iç âzâları en münâsip şekil ve keyfiyetlerde yaratmış… Bunların hiçbiri lüzumsuz ve birbiriyle alâkasız değildir. Bilâkis her birinin çok mühim vazîfeleri vardır ve hepsi de bu vazîfelerine en uygun şekilde yaratılmıştır.

*****

Çünkü ölüm aynasında görüp ürktüğün, ölümün çehresi değil, senin kendi çirkin yüzündür. Senin rûhun bir ağaca benzer. Ölüm ise, o ağacın yaprağıdır. Her yaprak, ağacın cinsine göredir…”

Velhâsıl, ölümümüz ve kıyâmete kadar sürecek olan kabir hayâtımız, dünyâdaki vaziyetimize ve amellerimize göre şekillenecektir.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.