Veli Kulların Meziyetleri
Cenâb-ı Hakk’ın, velî kullarına bahşettiği yüksek tasarruf ve meziyetleri, Mevlânâ Hazretleri şöyle dile getirir...
“Ehlullâh’ın yüreklerinden taşan mübârek sesler ve sözler, İsrâfîl’in sûru gibi dirilticidir. Onların gönülleri öyle bir gönüldür ki, âşıklar onların vâsıtasıyla mest olurlar. Onların gönülleri (öyle bir câzibe merkezidir ki) her düşünceyi ve sesi kendine çeker. İlhâmın, vahyin ve sırrın lezzeti de onlardır. Eğer velîlerin gönül nağmelerinden birazcık söylesem, bedenleri toprak olmuş canlar, mezarlarından doğruluverirler. Ey gâfil! Kulağını yaklaştır; velîlerin nağmeleri(ni duymaya gayret et! Zira o nağmeler) sana uzak değildir…
Onlar sıcak da söyleseler, soğuk da söyleseler, dediklerine kulak verip nasîhatlerini tut! Tut da şu dünyâ hâdiselerinin muhtelif tesirlerinden, sıcak ve soğuğundan, yani elem ve sürûrundan kurtul! Ki, yakıp kavuran cehennem azâbından âzâd olasın! Bil ki, o mübârek sözlerin sıcağı da soğuğu da ilkbahardır, hayat bahşedicidir. O sözler, kulluğun mayasıdır, özüdür. Uyanık ol; o sözler sâyesinde gönül deryâları incilerle dolar.”
Ârif bir gönül, erenler sohbetine can atar. Zira sohbet, vuslatın en kestirme yoludur. Câhiliye insanını da mânevî olgunlukta zirveye ulaştıran, Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in bu sünneti, yani gönüllerden gönüllere âdeta mânevî bir cereyan hattı tesis eden sohbetleri olmuştur. Zira âdâbına riâyetle îfâ edilen hakîkî sohbette, kalpten kalbe nûr-i ilâhî ve feyz-i Rabbânî akışı vardır.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Sohbet ve Adabı, Erkam Yayınları