Verese Ne Demek? Verese Ne Anlama Gelir?
Verese ne demek? Verese kelimesinin anlamı nedir? Verese kelimesine örnek cümleler...
Verese: Mîrasçılar anlamına gelmektedir.
VERESE KELİMESİNE ÖRNEK CÜMLELER
Rumlar birdenbire gelişerek İranlıları ağır bir hezîmete uğrattılar. Bunu haber alınca Ebû Bekir -radıyallâhu anh- Übey’in veresesinden yüz deveyi alıp Peygamber Efendimiz’e getirdi. Allâh Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:
“−Bunları fakirlere dağıt!” buyurdu.
O da fakirlere dağıttı. Kur’ân-ı Kerîm’in bu mûcizesini gören Mekkeli müşriklerden birçoğu müslüman oldu.
*****
“Allâh size, çocuklarınız hakkında; erkeğe, kadının payının iki misli (mîras vermenizi) emreder. Eğer kız çocukları ikiden fazla iseler, ölünün bıraktığı
mîrâsın üçte ikisi onlarındır. Eğer (vâris) yalnız bir kızsa, yarısı onundur. Ölenin çocuğu varsa, ana-babasından her birinin mîrastan altıda bir hissesi vardır. Eğer çocuğu yok da ana-babası ona vâris olmuş ise anasına üçte bir (düşer). Eğer ölenin kardeşleri varsa, anasına altıda bir (düşer. Bütün
bu paylar, ölenin) yapacağı vasiyetten ve borçtan sonradır. Babalarınız ve oğullarınızdan hangisinin size, fayda bakımından daha yakın olduğunu bilemezsiniz. Bunlar Allâh tarafından konulmuş farzlar (paylar)dır. Şüphesiz Allâh, ilim ve hikmet sâhibidir.” (en-Nisâ, 11)
Böylece İslâm’da ilk mîras taksîmi Sa’d bin Rebî -radıyallâhu anh-’ın veresesi arasında yapılmış oldu.
*****
Hakka ve hayra dâvet hususunda en ulvî ve mümtaz misâl, hiç şüphesiz Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, ondan sonra da O yüce varlığın veresesi olan ehlullâh hazarâtıdır ki, her hâlleri ayrı bir güzellik, incelik, derinlik ve yücelik ihtivâ eder. Nitekim bu has kullardan, irşâdına mazhar olduğumuz Mûsâ Efendi -kuddise sirruh-’un nümûne hasletlerle lebâleb dolu olan ömrü, her vesîleyle bizleri hakka ve hayra yönlendirici işâret ve irşadlar sergilemektedir.
*****
Tasavvuf yolunda zâhir ve bâtınını ikmâl etmiş ve kalbî merhaleler kat ederek davranış mükemmelliğine ulaşmış bulunan Hak dostları, “veresetü’lenbiyâ” olma şerefine erişmiş bahtiyarlardır. Onlar, nebevî irşad ve davranış mükemmelliğinin zamanlara yayılmış zirveleridir. Yâni onlar, Hazret-i Peygamber ve onun ashâbını görme şerefine nâil olamayanlar için fiilî ve müşahhas rehberlerdir.