Vesayet Akdi Nasıl Yapılır?

Vesayet akdi nedir? Vesayet akdinin bir süreye ve şarta bağlanması caiz midir? Vesayet akdinin yapılışı.

Vesayet akdi icap ve kabul ile meydana gelir. Vasî tayin edenin; “Sen benim vasîmsin” “Sen benim malımda vasîmsin” veya “Sen benim vefatımdan sonra vekilimsin” yahut, “Vefatımdan sonra çocuklarımı sana teslim ettim, onların işlerini sen yönet” gibi ifadelerle yapılacak teklif karşı tarafça da kabul edilince Vesayet sözleşmesi meydana gelir.

VASİNİN RED VEYA KABUL HAKKI

Vasî Vesayet teklifini, vasî tayin edenin bilgisi altında reddetse bu red geçerli olur. Eğer vasî tayin edenin bilgisi yoksa onun bakımından aldanma olmaması için red onun bulunmadığı mecliste geçerli olmaz. Vasî tayin edilen susar ve bu arada vasî tayin eden ölürse, vasînin red veya kabul hakkı vardır.

Vesayet sözle olduğu gibi fiil ile de gerçekleşebilir. Meselâ; bir kimse vasî tayin edildiğini bilmeksizin mirasçıların bir malını satsa veya onlara yarayışlı bir şey satın alsa veya ölenin bir borcunu ödese yahut alacağını tahsil etse vasîliği fiilen kabul etmiş sayılır.

Vasînin görev alanına vasî tayin edenin çocukları girdiği gibi bu çocukların ölümü halinde onların çocukları da girer.

Vasî ile birlikte nâzır tayini de câizdir. Nazırın tasarrufa yetkisi yoktur. Ancak onun bilgisi olmadıkça vâsi tek başına tasarrufta bulunamaz. Aksi halde yetimin malında meydana gelecek zararı tazmin etmesi gerekir.

Vesayet görevinin, Allâh’a yaklaşmak gayesiyle ücretsiz yapılması gerekir. Ancak vasî tayin eden, vasî için vasiyeti infaz bedeli olarak bir ücret belirlese bu iş sözleşmesi geçerli olmaz. Çünkü bu sözleşme vasî tayin edenin ölümünden sonra yürürlüğe girmesi gerekeceği için böyle bir iş akdi geçersiz olur. Ancak böyle bir ücret bir atıyye olarak mirasın üçte birine kadar olan bölümünden verilir. Yine vasî tayin eden; “Benden sonra çocuklarım üzerinde vasî olması için sana şu kadar ücret verdim” dese bu şart batıl olur, fakat başka bir açıdan ona hizmeti karşılığında belli bir malı veya ücreti vasiyet yoluyla bırakmış olur.[1]

VESAYET AKDİNİN BİR SÜREYE VE ŞARTA BAĞLANMASI CAİZ MİDİR?

Diğer yandan vesayet akdinin bir süreye ve şarta bağlanması caizdir. Meselâ; “Seni bir yıl süreyle veya oğlum ergenlik çağına girinceye veya Ahmed dönünceye kadar vasî tayin ettim” denilse sınırlı bir süre için vâsi tayini söz konusudur. Şarta bağlama ise şöyle olur: “Ben ölürsem, seni vasî tayin ediyorum” demek gibi. Çünkü vasî tayininde bir takım bilinmezlikler ve tehlikeler söz konusudur. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.) Zeyd b. Hârise’yi (r.a.) Mûte Gazvesine gidecek olan bir askeri birliğe komutan tayin etmiş ve şöyle buyurmuştur: “Zeyd’in başına bir felâket gelirse, ondan sonra Cafer, Cafer’in başına felâket gelirse Abdullah b. Revâha komutayı ele alsın.”[2]

Dipnotlar:

[1]. Bilmen, age, V, 179, 180. [2]. Buhârî, Cihâd, 7, Cenâiz, 4; İbn Hanbel, III, 113, 118, V, 299, 301.

Kaynak: Prof. Dr. Hamdi Döndüren, Delilleriyle Aile İlmihali, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

VESAYET, VASİ VE KAYYIM NEDİR?

Vesayet, Vasi ve Kayyım Nedir?

VESAYETİN KONUSU

Vesayetin Konusu

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.