Vesilelere Sarılmak Şirk midir?

Vesilelere satılmak şirk midir? Dr. Adem Ergül anlatıyor?

"İyi bilin ki, gönülden tam bir samimiyet ve teslimiyetle yapılan kulluğa lâyık olan yalnızca Allah’tır. O’ndan başka kendilerine bir takım mabudlar ve koruyucular edinenler ise: “Biz bunlara, yalnız bizi Allah’a daha fazla yakınlaştırsınlar diye tapıyoruz” derler. Allah, anlaşmazlığa düştükleri hususlarda aralarında hükmünü verecektir. Doğrusu Allah, yalancılığı ve inkârcılığı âdet edinenleri doğru yola erdirmez." - (Zümer suresi 3)

AYETİN TEFSİRİ (AÇIKLAMASI)

Cenâb-ı Hak, sadece kendisine kulluk yapmamızı istediği halde, bir kısım insanlar, Allah’tan başka mabudlar ve putlar edinip onlara taparlar. Bunlara da, sırf kendilerini Allah’a daha fazla yakınlaştırsınlar diye taparlar. Nitekim müşrikler putlara tapıyor ve bunların kendileri için Allah katında şefaatçi olacağını ve kendilerini Allah’a yaklaştıracaklarını söylüyorlardı. (bk. Yûnus 10/18) İşin dikkat çeken tarafı, onlar Allah’ı inkâr etmiyorlar, O’nun varlığını kabul edip üstelik O’na daha fazla yakınlaşmak istiyorlar. Fakat meşrû hedefe ulaşmak üzere meşrû olmayan bir yol tuttukları için Allah’ın affetmediği şirke düşüyorlar. Demek ki, kullukta hem hedef doğru tespit edilmeli, hem de o hedefe ulaştıracak vasıtaların doğru olmasına dikkat gösterilmelidir. Bu kâide, Resûlullah (s.a.s.)’in hayatında örneklendiği gibi aslında tüm İslâmî faaliyetlerin temelini teşkil eder.

İslâm, putperestliği yasaklar. Hangi bahane ile olursa olsun putlara tapmaya kesinlikle müsaade etmez. Kendilerine göre bir kısım gerekçelerle puta tapanlar ve bu hususta farklı yollara sapanlar hakkında Allah Teâlâ hükmünü verecek ve onlar hak ettikleri cezayı bulacaklardır. Öncelikle düpedüz bir yalanın ve kâfirliğin taraftarı oldukları için, böyle devam ettikleri takdirde, gerçek bir imandan mahrum kalacaklardır. İmandan mahrum olarak öldüklerinde ise ebedî azaba uğrayacaklardır. (Kaynak: Prof. Dr. Ömer Çelik)

İslam ve İhsan

TEVESSÜL ŞİRK Mİ?

Tevessül Şirk mi?

TASAVVUFTA TEVESSÜL NE DEMEKTİR?

Tasavvufta Tevessül Ne Demektir?

TEVESSÜL NE DEMEK? TEVESSÜL NE ANLAMA GELİR?

Tevessül Ne Demek? Tevessül Ne Anlama Gelir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.