Vicdan Hatırlatır Tarih Unutmaz!

İnsanlar vardır kalpleri gibi aydınlıktır yüzleri. Gözleri, güzel günler görecek olmanın heyecanını muştularken, sözleri kalbinize her daim ümit tazeletir; iyiliğin, güzelliğin, doğruluğun mutlak galibiyetine dair.

Ve insanlar vardır karalara sevdalı. Fikirleri kara, istekleri kara, sözleri kara, sesleri karadır onların. Sevmezler aydınlık olan hiçbir şeyi ve istemezler kimsenin sevmesini aydınlığı. Yarasa misali güneşe küs yaşarlar. En büyük duaları gecenin bitmemesi, güneşin doğmaması, karanlığın ilelebet hüküm sürmesidir. Bu duaları gerçekleşsin için de zamanlı zamansız akıtırlar zehirlerini dünyaya da dilerler bulaşsın içlerindeki karanlık bütün insanlığa.

Gündüzleri ışığa düşmanlıktan kısılmış gözleriyle güne yalancı methiyeler sunup herkesi etkilemeye çalışırken gün bittiğinde geceler boyu gün yeniden doğmasın için kötülük mesailerine girerler. Kara seslerini kâinatın her tarafına yankılatmaya ve böylelikle taraftarlarını çoğaltıp hastalıklarını yaymaya çalışırlar. Kararsın isterler bütün aydınlık yüzler, güzel sözler, temiz kalpler kendileri gibi. Kimseler mutlu yarınlar yaşamasın dilerler. Kalplerde ümitler yeşermesin, zihinlerde rüyalar şekillenmesin arzularlar. Bu yüzdendir uyandırmak için hep başında bekledikleri fitne yılanı uyanır uyanmaz insanlar arasına nifak tohumları atıp, ayrılık hareketlerinin devamlı başını çekmeleri.

GEÇİT YOK!

İnsanlık gökkuşağının büyüleyici güzelliğinin sırrının farklı renklerin eşit birlikteliği olduğunun farkına varmasın, o sihirli atmosferin tadını almasın için inançlar, düşünceler, fikirler ve yaşayışlar arasındaki ayrılıkları uçurumlar gibi tehlikeli gösterip insanların huzurlarını bozmak, ağızlarının tadını kaçırmak hedefindedirler. Bu yüzdendir her sözleri, her hareketleri, her düşünceleri kin, nefret, ayrılık, çatışma, kırgınlık ve düşmanlık kokar. Bu yüzdendir sahip oldukları karanlığa ve kötülüğe dair her şeyi toplum huzurunun teminatı kendilerini de toplum huzurunun bekçisi olarak göstermeye çalışırlar; sahip oldukları toplum huzurunun dinamitleri olsa da.

Ama artık biliyoruz ki muvaffak olamayacaklar. Şafak söktü, gün ışıdı bir kere ve günü gören, güneşi gören, aydınlığı gören insanlık artık bir daha geceye meyletmeyecek. Değil mi ki yüzler, sözler, kalpler aydınlandı bir defa artık insanlığın özü ve ortak değerleri olan inanca, düşünceye, fikre ve yaşayışa saygı çiğnenip geçilemeyecek. Geçit bulamayacak karanlıkları ve karanlık sevdaları yarasaların kendi küçük hücrelerinden öteye gitmeye. Çağrıları belki birkaç hasta ruhta makes bulacak sonra kendileri gibi, çalışmaları gibi kısır kalmaya mahkûm olacak. Ve vicdanlar hatırlayacak onları, tarih boyu benzerlerini hatırladığı gibi. Ve tarih unutmayacak onları, nesiller boyu unutmadığı gibi. En kara ve en koyu sayfalarını ayıracak onlara, asırlar boyu lanetle anılsınlar diye. Çünkü değişmez kanundur aydınlığın karanlığa galebe çalması. Çünkü değişmez kanundur güneşin karanlıkları mutlak yırtacak olması. Çünkü değişmez kanundur gündüz sevdalıların gece düşkünlerinden fazla olması. Ümidimiz var buna, imanımız gibi.

Kaynak: Mehmet Dinç, Altınoluk Dergisi, 366. Sayı, Ağustos 2016

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.