Yağların İnsan Vücuduna Faydaları

Yağların insan sağlığı ve vücudu için önemi nedir? Prof. Dr. Fırat Erdoğan, yağların insan vücuduna faydalarını yazdı.

Sadece bizim memleketin değil, tüm dünyanın modern bir hastalığı; meşhur olmak, gündemde kalmak... Konunun uzmanları bazen sözleri bazen lisan-ı hâl ile açık açık söylüyor sihirli formülü; polemik yapmak, polemik üretmek. Tartışma çıkaracak bir iddia lâzım, bazı gruplara menfaat temin etmeli, bazılarını da mağdur etmelisiniz. Bir de yüceltilecek ya da linç edilecek madde, kavram bulduysanız gelsin takipçiler, “like”lar, retweetler.

 Mesela, savaşlar, kıtlık, kuraklık dâhil çağımızdaki bütün problemlerin ana sebebi malumunuz glutendir!..

“Kafanıza taş düşerse koşun gluteni mahkemeye verin…”

Elbiselerimiz hatta arabalarımız bile glütensiz olsun mutlaka...

Vaktiyle “Beni İsrail’in günah keçisi” denen, ancak o kavmin inanabileceği bir masalından bahsetmiş, gluten’e bu muameleyi yapmayalım demiştik.

Bu ayki konumuza giriş yaparken direkt o geldi aklımıza. İnsan için yaratılmış gıdaları, başka mahlûkat kadar yiyip, daha başka bir mahlûk gibi yatıp sonra sağlığı bozulunca farklı bir mahlûku tüketerek sıhhat bulmaya çalışanlar için glutenden önce “üç beyaz zehir” vardı. Ondan önce de bir dönem yağlar meşhur olmuştu.

Tamamen anlık hazları tatmin için yaşıyorsun, kural yok, kısıtlama yok. Hasta oldum, yatağa düştüm “hep yağlı yemekten, hele o katı yağlar yok mu, külliyen zehir…”

Konunun biraz dışına çıkalım. Anadolu’nun Müslüman evlatlarının virdlerinden birisidir; yapılacak işleri yapma, tembellik et başına bir iş gelince, dış güçlerin oyunu, “kahrolası İsrail” de ve sıyrıl işin içinden. Evet, dış düşman varlığı muhakkak, İsrail de kahrolsun inşallah ama sen de az bir gayret et…

YAĞLARIN İNSAN SAĞLIĞI İÇİN ÖNEMİ

Buğday gibi, şeker gibi Allah’ın kulları için yarattığı mükemmel gıda kaynaklarından birisi de yağlardır. Yağlar, beslenme için protein ve karbonhidratlarla birlikte üç unsurdan biridir. Özellikle enerji depolanması için mükemmel bir formdur. Mikonütrientleri (vitamin, mineral) saymazsak aldığımız gıdalar temel olarak üç gruptan birine mensuptur.

Enerji üretimi açısından kıyaslandıklarında;

Karbonhidrat ve proteinlerin gramı yaklaşık 4 kilokalori verirken,

Bir gram yağın sağladığı enerji 9 kilokaloridir. Malum yağ, su ile bir arada bulunmaz, şeker (karbonhidrat) ise, çayda görüldüğü gibi sıvıyı anında içine çeker, kendi onun içinde kaybolur. Vücudumuzda enerji depolamak için karbonhidrat kullansaydık, yanında birikecek sıvı hacmi nedeniyle yağların üç katı bir hacim söz konusu olacaktı. Yani yağlara en çok garez duyduğumuz konu olan “göbek” mefhumu aslında yağlara müteşekkir olmamız gereken durummuş. Düşünsenize aynı oburluk ve tembellik düzeyinde üç kat daha geniş bel çevresi...

Bu az hacim ve yüksek verimle enerji sağlayabilme yeteneği sadece insanlar için değil, kıtalararası göç eden kuşlar, aylarca uyuyan ayılar için dde geçerli, bu hayvanlar da hayatta kalmaları için gerekli enerjiyi yağ dokularına borçlular. İnsanlarda bu kadar depolanamıyor. İnsanların yağ dokuları bazal ihtiyaçlar için 40 gün idare edebiliyor. Tasavvuf geleneğindeki kırk günlük temrinleri planlayanlar bu bilgiye vakıf olabilirler mi diye düşünmeden geçemedik tabii.

Günlük beslenmede alınan yağ, bağırsaklarda önce parçalanıyor, yüzeydeki engelleri aşınca içeride tekrar birleşiyor. Karaciğer ve bazı dokularda trigliseridler oluşuyor. Diyetle alınan ya da vücutta sentezlenen trigliserit ve kolesterol kendi başlarına kanda dolaşamıyor, lipoprotein denen taşıyıcıya ihtiyaçları var.

Tahlillerde gördüğünüz meşhur maddelerden VLDL yemek aralarında enerji ihtiyacını karşılamak üzere karaciğerden yağları alıp dokulara dağıtır.  Yola VLDL olarak çıkar. Yağların bir kısmını dağıtılıp metabolize olunca LDL‘ye dönüşür. Artan LDL (kötü kolesterol) damar duvarında birikip, ateroskleroz (damar sertliği) denen kötü duruma sebep olabilir. Bu arada bir kahraman sahneye çıkar (HDL) ve dokulardaki yağları atılmak üzere karaciğere taşır.

YAĞLARIN İNSAN VÜCUDUNA FAYDALARI

Biz yine esas mevzuya yağlara dönelim;

Aç kaldığımızda hayatta kalabilmek için bir dost, yardımcı ararız. İçimizdeki dostumuz yağlarımız (trigliserid)dır. Kan şekeri yükseltme hormonu, Glukagonun aracılığı ile yağ dokusundaki trigliserit parçalanıp yağ asitleri ortaya çıkar. Kana karışan yağ asitleri kas ve karaciğere taşınıp enerjiye dönüşür. Böyle iki satırda özetlenen hizmette katkısı bulunan maddelerin sadece isimlerini alt alta yazsanız 3-4 sayfa tutuyor diyerek ayrıntıya girmiyoruz.

Bir de konuya tersinden bakarsak; karnınız tok, hatta çok tok. Yağları parçalayan enzim baskılanıyor, yediğiniz yağlar ve yağa dönüşen diğer maddeler gidip belli yerlerde birikiyor. Özellikle cilt altı doku önemli bir depo. Kadınlarda biraz daha çok olmak üzere vücudun yaklaşık %20’si yağ.

Bu sebeple az yemek demeyelim de, daha pratik olsun ‘tokken yemeyelim, sofradan tamamen doymadan kalkalım’, diyelim ve bu prensibin sahibine bir kez daha minnettar olalım.    

“Yağlar sağlığımız için çok gereklidir” iddiasının birinci ispatı maalesef çok uzun sürdü. Diğer önemli başlıklar şöyle;

- Hayati fonksiyonu olan A, D, E ve K vitaminleri yağda erir vitaminlerdir.

- Genel anlamda tüm vücudumuz ve tüm organlarımız tek tek yağlar sayesinde darbelerden korunur.- Özellikle sinir sitemi ve metabolizmamız yağlara çok ihtiyaç duyar.

Özetlemeye çalıştığımız iddia eğer özel bir hastalığınız yoksa buğday da, şeker de, yağ da iyidir, faydalıdır. İhmal etmeyin, beslenmenizi eksik bırakmayın.

Allah’ın helâl kıldığını haram kılacak, ifrat- tefrit sapmalarına kapılmayın.

Her derdinizin sebebini çevreden bir suçluya devrederek kendinizi kandırabilirsiniz ama “düzgün” yaşamadığınız müddetçe iki cihanda rahat yüzü göremezsiniz.

Bizden hatırlatması.

Dengeli günler dileriz.

Kaynak: Fırat Erdoğan, Altınoluk Dergisi, Sayı: 467

İslam ve İhsan

KURAN-I KERİM’DE ZİKREDİLEN SEBZE VE MEYVELER

Kuran-ı Kerim’de Zikredilen Sebze ve Meyveler

ZEYTİNİN VE ZEYTİNYAĞININ FAYDALARI NELERDİR?

Zeytinin ve Zeytinyağının Faydaları Nelerdir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.