Yahudiler Korkularını Hangi Ağacın Ardına Saklıyor?

Günümüzde dünyadaki en azılı terör devletlerinden biri olan İsrail’in, Ramazan ayında başladığı Gazze saldırıları, Filistin’de binlerce insanın ölmesine rağmen halen devam ediyor. Siyonist işgalci İsrail’in ‘vadedilmiş topraklar’ için yürütmüş olduğu savaşın, Yahudilerin başına neler açacağını, Müslümanları ise nelerin beklediğini hadisi şerifler ışığında sizler için derledik. 

Bahsi geçen hadis-i şerif Sahih-i Müslim’de; “Öyle ki Yahudiler taşların ve ağaçların arkasına saklanacak ama ağaç ve taş dile gelerek ‘Ya Müslim! Ey Allah (cc) kulu! Gel, bak benim arkamda Yahudi var, buraya gizlendi, benim arkamda, gel onu cezalandır diyecek. Sadece ‘gargat’ ağacı bunu söylemeyecek; çünkü o Yahudi ağacıdır.” buyuruluyor (Kitab-ul Fiten H 2239)

YAHUDİLER EVLERİNİN ETRAFINA GARGAD AĞACI DİKİYOR

Gargad ağacının Yahudilerin milli ağacı olmasında, bu ağacın onları koruyacağı inancı vardır... Bu inanç, Hz. İsa (as) ve askerlerinin, nereye saklanırlarsa saklasınlar bütün Yahudileri bulup öldüreceği; ancak bu ağacın dile gelmeyerek onları koruyacağı düşüncesinin eseri... Öyle ki, dönemin eski İsrail Dışişleri Bakanı Şimon Perez'in bir röportajında, mülakatı yapan muhabirin her yerde gördüğü bu ağacı sorması üzerine şu cevabı vermiştir:

“Bu bizim ağacımız, bizi koruyacak ağaçtır. Müslümanlar bizi öldürmek isteyecekler ve biz bu ağaca saklanacağız.”

Duydukları karşısında; hayretini gizleyemeyen gazeteci sorar; “Madem öyle niçin onlarla sürekli savaşıyorsunuz?”

Perez’in cevabı şudur: “Biz, bize vaat edilen için çalışıyoruz!”

İlginç değil mi? Yenileceklerini bildikleri halde, inançları gereği neyse onu yapıyorlar. İslam’ın üstünlüğü konusunu açıklarken, birileri, “Madem İslam üstün niçin Müslümanlar hep gerideler?” diye sorarsa; verilecek cevap basittir...

İslam seksiz şüphesiz üstündür... Bugün Müslümanların geri olmalarının sebebi İslam değil, bilakis İslamsızlıktır, yani imandır...

MÜSLÜMANLAR İLE YAHUDİLER ARASINDA SAVAŞ ÇIKACAK

Adamlar imanlarının gereği ne ise -sonlarını bildikleri halde- onu ifa etmekten çekinmiyorlar, peki ya Müslümanlar! Müslümanlar “iman ettik” dediklerine imanlarının gereğini ne ölçüde yerine getiriyolar?

Müslümanlarla Yahudiler arasında çıkacak ve artık Yahudilerin işini büsbütün bitirecek olan bu harbin Hz. Îsâ’nın yeryüzüne inmesinden sonra meydana geleceği anlaşılmaktadır...

Zira Îsâ aleyhisselâm Yahudilerle savaşacak ve onların işini tamamen bitirecektir. Hz. Îsâ’nın asıl hedefi deccâl ve onun taraftarlarıdır...

Deccâlin Yahudi asıllı olması sebebiyle onu en çok Yahudiler destekleyecek, bu sebeple de Hz. Îsâ’nın hışmına uğrayacak ve yeryüzünden silinip gideceklerdir...

AĞAÇ 'YAHUDİLER BURADA' DEMEYECEK

Efendimiz (s.a.v.)’in bu hadisinde Yahudilerin tükenişi, dikkat çekici bir misalle anlatılmaktadır.

Şayet bu savaşta bir Yahudi Müslümanların silâhından canını kurtarıp bir taşın veya ağacın arkasına saklanacak olsa, o taş, o ağaç dile gelip konuşacak ve Yahudi’yi kovalayan mücâhide, aradığı kişinin kendi arkasına saklandığını haber verecektir...

Ağaçların, taşların gerçekten dile gelip konuşması hâdisesi ise kıyamet yaklaştığı zaman olacaktır. Demek ki o zamana kadar Yahudi-Müslüman mücadelesi devam edip gidecektir...

Garkad Filistin taraflarında çokça yetişen dikenli bir ağaç türü, bir cins çalılıktır... Arabistan’ın başka bölgelerinde de yetişmektedir. Medine’deki Bakî‘ Mezarlığı (Cennetü’l-Bakî‘) vaktiyle garkad denilen çalılıkla kaplı idi...

Efendimiz şöyle buyurmuştur: “Müslümanlarla Yahudiler çarpışmadıkça kıyamet kopmayacaktır. Yahudi taşın, ağacın arkasına saklanacak, bunun üzerine o taş, o ağaç Yahudi’yi kovalayan kimseye, ‘Ey Müslüman! Arkamda bir Yahudi var, gel onu öldür!’ diyecek. Yalnız garkad ağacı bir şey söylemeyecek; çünkü o Yahudilerin  ağaçlarındandır.” (Buhârî, Cihâd 94, Menâkıb 25; Müslim, Fiten 82)

Hadis-i Şerif’te, Yahudilerin taşların ve ağaçların bile arkasına saklanacağı, buna karşın Gargat ağacından başka; bütün taş ve agacların:"

Ey Müslüman, Ey Allahın kulu, Yahudi arkamdadır, gel onu öldür” diyeceği ifade ediliyor. (Buhârî, Tecrid, IX, 73; Tirmizî, Birr, 25; Fiten, 2; et-Tâc, I, 25)

Bahsi geçen hadis-i şerif Sahih-i Müslim’de; “Öyle ki Yahudiler taşların ve ağaçların arkasına saklanacak ama ağaç ve taş dile gelerek ‘Ya Müslim! Ey Allah (c.c.) kulu! Gel, bak benim arkamda Yahudi var, buraya gizlendi, benim arkamda, gel onu cezalandır. diyecek. Sadece ‘gargat’ ağacı bunu söylemeyecek, çünkü o Yahudi ağacıdır.” buyuruluyor. (Kitab-ul Fiten H. 2239)

Kaynak: Prof. Dr. İsmail Lütfi Çakan, Altınoluk Dergisi

İslam ve İhsan

YAHUDİLİK VE SİYONİZM TARİHİ

Yahudilik ve Siyonizm Tarihi

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.