Yankı Odası Nedir?

Cemiyet Hayatımız

Kendinize ait bir yankı odanız var mı? Medya içersinde yer alan yankı odası nedir, yankı odaları nasıl oluşturuluyor? Yankı odası ve etkileri.

İnsanlık tarihi boyunca hayat tarzımız, zorluklar, problemler, zenginlikler, açlıklar, hastalıklar, güç ve zayıflıklar… Hemen her şey sürekli olarak değişti ve dönüştü. Ancak bir gerçek her zaman aynı kaldı: İmtihan olunduğumuz gerçeği.

Hayatın anlam arayışını başarı ile tamamlamış ve insan-ı kâmil olabilme çabasındaki insanın geçirdiği imtihanlar da özü aynı olmakla birlikte, çok farklılaştı. Geçmişte daha çok yoklukla imtihan olunduk. Ancak bugün daha çok varlıkla imtihan söz konusu ve bu sanki daha zor bir imtihan.

Binlerce yıl önce aç kalmamak veya vahşi hayvanlardan korunmak önemli bir mesele iken bugün birçok insan için sosyal konum, mahalle baskısı, insanların beğeni ve onayı, başarı, çokluk vb. daha önemli hale geldi.

YANKI FANUSU NEDİR?

Dijitalleşme ve özellikle de sosyal medya ile birlikte çok yeni terimler girdi hayatımıza. Yankı fanusu da bu kavramlardan bir tanesi. Fazla akademik boyuta girmeden yankı fanusunu şu şekilde ifade edebiliriz: Sanal dünyadaki kullanıcıların, kendi inanç ve düşünce dünyasına uygun kişilerle arkadaşlık kurmaları, kendi görüşleri ile uyumlu ortamlarda kalmaları, farklı düşüncedekileri arkadaşlıktan veya takipten çıkarmaları ve bunun sonucunda, sadece belirli kültürel, ideolojik, fikri ve inanç temelindeki sanal hayatı tercih etmeleridir.

Kişiselleştirilmiş haberler yoluyla da kullanıcı, belirli bir ilgi alanına yönelmekte, diğer alanlara ise kendini kapatabilmektedir. Haber portallarının birçokları bunu yapabilmeye imkân tanımakta ve neredeyse her kişiye özel bir gazete veya dergi oluşturulabilmektedir. Televizyonun ölmek üzere olmasının nedenlerinden birisi, kişiselleştirmeye imkân vermemesi. İstemesek de önümüze konulan yemeği yemek zorundayız televizyon izleyicisi olarak. Ancak dijital dünyada rahatlıkla kendi menümüzü hazırlama imkânımız var.

YANKI ODALARI

Genel anlamda sanal dünyadaki her şeye kullanıcılar filtreler koyabilirler ve bu eğilim hızla artmakta. Çünkü artık dijital yükler bizi boğuyor. Bunun çıkış yolu ise kendi filtrelerimizi oluşturarak dijital sadeliğe geçebilmekte. Böylelikle yankı odaları, kendi içinde giderek homojenleşen, birbirleri arasında ise giderek heterojen hale gelen ayrı dünyalara dönüşüyor.

Yarım milyon takipçisi olan ateist bir Youtuber’ı, yüzbinlerce takipçisi olan bir deisti ve bunun yanı sıra itikadı bozuk olan birçok ilahiyatçıyı takip eden bir gencin, ne kadar muhafazakâr bir aile ortamına sahip olduğu önemli olmaksızın, bir süre sonra sağlam itikatlı olarak kalabilmesi neredeyse imkânsızdır. Benzer şekilde, aileden hiçbir dini birikime sahip olmayan bir genç de kendi beklentilerine uygun bir hitap tarzı olan bir fenomenden veya Youtuber’dan çok etkilenebilir ve hiçbir seccadenin olmadığı bir hanede gece namazlarına bile kalkmaya başlayabilir.

Etrafımızda her iki uçtan da örnekler görmekteyiz. Aynı odada oturduğumuz evlatlarımız, bedenen yanımızda olmakla birlikte biz asla farkına varmadan, kalplerini çoktan bir yerlere bağlamış olabilirler. Belki de aylar sonra bize açıkladıklarında bunun nasıl olduğunu asla kavrayamayız.

Dijital ortamlarda binlerce kilometre uzaktakiler hemen karşımıza gelirken, yanı başımızdakiler görüş alanımıza giremez oldu maalesef. Timur Sırt’ın “Bir çocuğa, ‘sussun’ diye akıllı telefon veya tablet verilmesi, gece yarısı güvenli olmayan bir sokağa ailesi tarafından bırakılmasıyla eşdeğer” sözü ne güzel anlatıyor bunun tehlikesini…

Bir kaç yıl öncesine kadar, aynı çatı altında birlikte sofraya oturan, çay sohbetleri yapan, televizyonu bile birlikte izleyen aile fertlerinin değerleri neredeyse birbirlerine paralel iken günümüzde her bir aile bireyi bulunduğu sanal odada maruz kaldığı yankıya göre çok farklı yerlere savrulmakta.

Yankı fanusunun yankıları daha da kuvvetlenecek, çok daha yeni kavramlar hayatımıza girecek ve belki de nesiller kaybedildikten sonra her şey için çok geç kalınmış olacak. Önemli olan sanal dünyada doğru yankı odalarını oluşturabilmek. Hayatımız seçimlerimizden ibarettir. Gün içinde görüşmek istemediğimiz birçok kişi ile temasta bulunmak zorunda kalabiliyoruz. Ancak dijital hayatta, gerçek hayata göre daha seçici olabilmemiz mümkün.

KİŞİ KİMİNLE ARKADAŞLIK ETTİĞİNE BAKSIN!

Sonuçta hemhal olduklarımızın boyası ile boyanıyoruz. Nitekim Hadis-i Şerif’te, “Kişi kiminle arkadaşlık/dostluk ettiğine baksın, zira kişi arkadaşının/dostunun dini (anlayış, kavrayış ve yaşayışı) üzerinedir” buyuruluyor. Gün içinde en çok görüştüğümüz beş kişinin ortalamasıyız. Görüştüklerimiz hep olumsuz yapıda, sürekli şikâyet eden insanlar ise biz de öyle oluyoruz. Onlar eğer ibadetlerini ihmal etmeyenler ise bizim de onlardan farklı olmamamız mümkün değil.

O halde kendi fikir ve kalp dünyamıza uyan bir yankı odası, istediğimiz hayat tarzına daha fazla bağlı kalmamıza vesile olacaktır. İnancımızı, ihlasımızı kaybetmek veya çizgimizin bozulmasından endişe etmek noktasında özenle oluşturduğumuz bir yankı odası, her şeye rağmen, bize daha güvenli bir ortam sağlayabilir.

İstemediğimiz paylaşımları görmemek, haberleri filtreleyerek daha az ve sağlıklı haberle beslenmek, fikrine ve zikrine güvendiğimiz şahsiyetlerin olaylara bakış açılarını yakalayabilmek yankı fanusumuzun aslında önemli artıları olabilir.

“Günümüz interneti, değişim aracının dikkatimiz olduğu büyük bir görsel alışveriş merkezidir.” sözü özellikle tüketim kültürüne karşı tedbir almak anlamında da yankı fanusunu öne çıkarır. Çünkü tüketim canavarı olan arkadaşlarımız ne kadar çok ise yankı odamızda, biz de o kadar gereksiz tüketime kayabiliriz.

EĞER DİKKATLİ OLMAZSANIZ, MEDYA SİZİN İYİ İNSANLARDAN NEFRET ETMENİZİ, KÖTÜ İNSANLARI İSE SEVMENİZİ SAĞLAR

Malcolm X’in, “Eğer dikkatli olmazsanız, medya sizin iyi insanlardan nefret etmenizi, kötü insanları ise sevmenizi sağlar” sözünü daha çok sosyal medya olarak görmek, hakikat ötesi operasyonların bu mecralarda olduğunu anlamak ve güvenli sığınağınızla -yankı odası- bu menfi tesirden korunmak mümkün olabilir.

Gençlerin özellikle maruz kaldıkları mahalle baskısı, yalnızlaşma, ötekileşme, yetersizlik hissi, gösteriş, özenti, beğenilme vb. konular önemli psikolojik rahatsızlıklara neden olmakta. Yankı odalarının etkili kullanımı için gençlere bu yönde eğitimler verilmeli.

Çoğunlukla olumsuzluklarından bahsettiğimiz sanal dünyanın tamamen dışında kalmak mümkün olmadığına göre ondan en iyi şekilde faydalanmak, sınırlarımızı iyi çizmek, en iyiyi beklemek yerine elimizdekileri en iyi hale getirmeye çalışmak durumundayız.

Kaynak: Aykut Gül, Altınoluk Dergisi, Sayı: 430