"yarım Kalan Devrim, Mısır" Kitapçılarda

Anadolu Ajansı (AA), Mısır'da yaşanan Rabia katliamı şahitliklerini ve olaylar esnasında yaşananları “Yarım Kalan Devrim, Mısır" kitabı ile okuyucuya sunuyor.

AA, son yıllarda ön plana çıkardığı uluslararası haberciliğini kitap dünyasına taşıyor. Ortadoğu'da yaşanan gelişmeleri her gün dünyanın dört bir yanındaki abonelerine ulaştıran AA, yaptığı çalışmaları kitaplaştırıyor ve en zor anlarına tanıklık ettiği üç ülkeye dair arşiv değeri taşıyan kitaplar yayımlamaya başlıyor.

Olayları yakında takip eden AA habercileri de Mısır’da olayların sembolü olan Tahrir ve Rabia meydanlarındaki gözlemlerini, şahitliklerini ve olaylar esnasında yaşadıklarını "Oradaydı" başlığı ile okuyucuya sunuyor.

ÖZEL FOTOĞRAFLAR TANIKLARIN GÖZÜNDEN ANLATILIYOR

Mısır kitabında AA foto muhabirleri tarafından çekilen çok sayıda özel fotoğraf kullanıldı. Özellikle Rabia Meydanı'na yapılan kanlı müdahalede olay yerinde olan habercilerin psikolojilerinin nasıl bozulduğu ve olaylardan nasıl etkilendiği ilk kez bu kitapta anlatılmış olacak. Birçok habercinin kanlı olayları izlerken gözyaşlarını tutamadığı ve uzun süre etkisinden kurtulamadığı tanıklıklar bölümünde anlatılıyor.

Kitaplarda, 2011'den bu yana Ortadoğu'da yaşanan gelişmeler savaş ortamlarında bulunan uzman habercilerin araştırmalarıyla kronolojik olarak anlatılıyor. Öncelikle ülkelerin kısa siyasi tarihçeleri, meydana gelen olaylar ve haber niteliği taşıyan konular detaylı bir şekilde işleniyor. Buna ek olarak o ülkede görev yapmış ve olaylara şahitlik etmiş habercilerin kişisel izlenimleri ve tanıklıkları da kitaplarda önemli bölümler olarak yer alıyor.

"Oradaydı" başlığı altında yer alan bu tanıklıklarda haberciler, olaylar yaşanırken, fotoğraf çekerken ya da görüntüleri kaydederken neler yaşadığını, neler hissettiğini anlatıyor.

AA, her üç kitap için düşük fiyatlı baskılarının haricinde özel numara verilmiş ve ticari olarak satılmayacak koleksiyon baskılar yapacak. Sınırlı sayıda yapılacak bu özel baskı sadece devlet erkanı ile önemli kütüphane ve koleksiyonculara verilecek.

 

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.