
Yâsin Suresi 33. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Yâsin Suresi 33. ayeti ne anlatıyor? Yâsin Suresi 33. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...
Yâsin Suresi 33. Ayetinin Arapçası:
وَاٰيَةٌ لَهُمُ الْاَرْضُ الْمَيْتَةُۚ اَحْيَيْنَاهَا وَاَخْرَجْنَا مِنْهَا حَبًّا فَمِنْهُ يَأْكُلُونَ
Yâsin Suresi 33. Ayetinin Meali (Anlamı):
Ölü toprak, onlara Allah’ın sonsuz kudretini ve yeniden dirilişi ispatlayan muhteşem bir delildir. Şöyle ki, her bahar biz o toprağa hayat veriyor ve oradan canlıların yiyip beslendikleri çeşit çeşit ekinler, ürünler çıkarıyoruz.
Yâsin Suresi 33. Ayetinin Tefsiri:
Rasûlüllâh (s.a.s.) insanları Allah’ın birliğini ve âhiretin varlığını kabule davet ediyor, inkârcılar ise buna karşı çıkıyorlardı. Şimdi bu hususta arka arkaya deliller sıralanmak suretiyle insanlar akıllarını çalıştırmaya ve tefekküre teşvik edilir. Cenâb-ı Hakk’ın kâinattaki kudret akışları ve azamet tecellilerinin bu hakikati haykırdığı haber verilir. Bu delillerden biri, ölü topraktır. Onu suyla dirilten, oradan ekinler, tahıllar, hurma ve üzüm bağları çıkaran, orada pınarlar, çeşmeler, dereler ve nehirler çağlatan şüphesiz ki Yüce Allah’tır.
Hz. Mevlânâ (k.s.) der ki:
“Bu ağaçlar toprak altındaki insanlara benzerler. Ellerini topraktan dışarıya çıkararak, halka yüzlerce işaretler ederler. Kulağı olana, anlayana sözler söylerler, nasihatler ederler. Yemyeşil dilleri ile, up uzun elleri ile toprağın gönlünden sırlar açarlar. Ağaçlar, kış gelince başlarını kazlar gibi su içine çekerler. Onlar soğuklarda çirkinleşmiş, kargalaşmışken, ilkbahar gelince çiçeklerle, yaprak ve meyvelerle süslenir, güzelleşir, tavus haline gelirler. Allah, onları kış mevsiminde hapseylemişti; hapiste sıkılmışlar, kargaya dönmüşlerdi. Allah acıdı da bahar gelince onları tavus haline getirdi. Kış onları öldürdü ama, bahar gelince hepsini de diriltti. Yapraklarla süsledi.” (Mevlânâ, Mesnevî, 2014-2019. beyitler)
Eşsiz bir nizam içinde bunları yapabilecek bir kudrete sahip olan Allah (c.c), elbette ki birdir ve ölüleri diriltmeye de kadirdir. Hem bu nimetleri Allah Teâlâ, iş olsun diye yaratmamış, bilakis kâinatın güzîde misâfiri insana ikram ve ihsan olsun diye lütfetmiştir. Bir fânînin ikram ettiği bir bardak suya bile minnet ve teşekkürü kendine vazife addeden insan, hiç olmazsa, bu sayısız ilâhî lutuflara asgari bir teşekkür sadedinde, bunları ihsan edeni tanımalı, O’na inanmalı ve O’na şükretmeye gayret göstermelidir.
İkinci delil olarak bildiğimiz ve bilmediğimiz alanlardaki çift yaratılış gerçeği üzerine dikkat çekiliyor:Yâsin Suresi tefsiri için tıklayınız...
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Yâsin Suresi 33. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...
YORUMLAR