Yavuz Sultan Selim’in Emirlerine İtiraz Eden Şeyhülislam
Yavuz Sultan Selim’in emirlerine itiraz eden Şeyhülislâm Zenbilli Ali Efendi ile sultan arasında geçen konuşma.
Yavuz Sultan Selim yapılan hatâ ve gâfilâne hareketlere karşı tahammülü olmayan, son derece celâlli bir pâdişahtı. Ancak bu celâli de cemâli gibi şerîat dâiresi içinde eriyip yok olmuştu. Bir defasında hazinedeki ihmallerinden dolayı vâkî olan hırsızlık sebebiyle, kırk kişinin öldürülmelerini emretmişti. Durumu öğrenen Şeyhülislâm Zenbilli Ali Efendi, karar icrâ edilmeden buna mânî olabilmek için alelacele ve destursuz şekilde Yavuz’un huzûruna çıktı. Hâdisenin aslını bir de Sultan’dan dinlemeyi talep etti. Yavuz:
“–Efendi Hazretleri! Duyduklarınız doğrudur, ancak sizin devlet işlerine karışmaya hakkınız yoktur!” şeklinde sert bir cevap verdi.
Bunun üzerine Şeyhülislâm, aynı sertlikle şu mukâbelede bulundu:
“–Sultânım! Ben size şer’î hükümleri bildirmeye geldim. Zira bizim vazifemiz sizin âhiretinizi korumaktır.”
Şerîatin kıldan ince, kılıçtan keskin ölçüsü karşısında sâkinleşen Yavuz Sultan Selim Han:
“–Umûmî ahvâlin düzelmesi için bir fırkanın öldürülmesine cevaz yok mudur?” diye sordu. Zenbilli Ali Efendi:
“–Bunların öldürülmesi ile âlemin düzelmesi arasında bir alâka yoktur. Suçlarına göre cezâ gerekir.” dedi.
Koca orduları dize getiren Pâdişah, başını önüne eğdi ve îdam kararını hapse çevirdi. Bundan son derece memnun olan Zenbilli, tam huzurdan ayrılıyordu ki tekrar geri döndü. Kendisine merakla bakan Yavuz’a:
“–Sultânım! Birinci talebim, şerîatin tebliği idi. İkinci bir talebim daha var ki, bu da sadece bir ricâdır.” dedi ve ekledi:
“–Sultânım! Bu mücrimlerin suçları kendilerine âittir. Ancak onlar hapisteyken mâsum âilelerine kim bakacak? Dolayısıyla sizden ricam, verilecek cezâ bitene kadar, bu mücrimlerin âilelerine nafaka bağlamanızdır.”
Bu ikinci talebi de yerine getiren Yavuz, hiç şüphesiz ki farkında olduğu mânevî mes’ûliyetin îcâbını îfâ ediyordu.[1]
Dipnotlar:
[1] Bkz. Âbide Şahsiyetleri ve Müesseseleriyle Osmanlı, sf. 161-162, Erkam Yay. İstanbul, 2019.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, İslam Tefekkür Ufku, Erkam Yayınları
YORUMLAR