Yavuz Sultan Selim'in Kardeşine Sevgisi
Yavuz, Sultan Selim mâlûm ve meşhur celâdetine rağmen, aynı zamanda çok hassas ve ince ruhlu bir insandı. Devletin bekàsı için kardeşi Korkut’u bertaraf etmeye mecbur kalmış ve ardından şu sözleri söylemişti...
Devletin bekàsı için bertaraf etmeye mecbur kaldığı kardeşi Korkut’un tabutunun altına girmiş ve:
“Ey kardeşim! Ne sen böyle yapsa idin, ne de ben böyle yapmak mecbûriyetinde kalsaydım!..” diyerek ağlamıştır.
Şehzâde Korkut’un Piyâle adındaki sâdık adamına:
“–Seni, büyük bir fazîlet olan sadâkatin sebebiyle, affediyorum! Bu sadâkatinin mükâfâtı olarak da seni istediğin makâma tâyin edeyim. İstersen vezirim ol!” teklifinde bulundu.
O da teşekkür etti ve sadâkatini katmerleyerek:
“–Sultânım, bundan sonra benim vazifem Şehzâde Korkut’un türbedârı olmaktır!..” dedi.
Bu tablo, Osmanlı’da halktan sultâna kadar bütün bir milletin ahlâkî seviyesini göstermeye kâfîdir!..
Yavuz, babasını, yılda iki milyon akçe tahsîsatla Gümülcine’ye büyük bir hürmet göstererek yolcu etti. Onu faytona bindirdi. Kendisi de yanında yürüyerek 2. Bâyezîd Hân’ı uğurladı. Vefât edince de, naaşını İstanbul’a getirtip, Bâyezîd Câmii’nin önüne bir türbe yaptırarak oraya defnettirdi.
Kaynak: Abide Şahsiyetleri ve Müesseseleriyle OSMANLI, Osman Nuri Topbaş, Erkam Yayınları, 2013