Yaz Aylarında Böbreklerinizi Koruyacak 7 Öneri

Sağlıklı bir yaşamın en önemli kurallarından biri sağlıklı beslenme. Özellikle yaz sıcaklarının kendini göstermeye başladığı bu günlerde dikkat edilmesi gereken en önemli kurallardan biri sıvı tüketimi. Vücudumuzun en çalışkan organlarından biri olan böbrekler, susuzluktan çok fazla etkileniyor.

Sıcakların ve yanlış beslenmenin etkisiyle vücut susuz kaldığında böbrek yetmezliğine kadar gidebilen durumlar oluşabiliyor. Nefroloji Uzmanı Dr. Pınar Mescigil, yaz sıcaklarında böbrek sağlığını korumanın yollarını anlatıyor.

1- Günde 2,5 litre su için

Kış aylarında içtiğiniz sudan yaklaşık 1 litre daha fazla tüketin. Özellikle sıcak havalarda günde 2,5 -3 litre su için. Sıvı kaybı durumlarında kanın vücutta sağlıklı dolaşımını devam ettirmek ve tansiyon düşüklüğünden korunmak amacı ile böbrekler su tutuyor, böylelikle idrar miktarı azalıp, daha yoğun ve daha konsantre bir hal alıyor.

Bu durum, susuz kaldığımızda koruyucu bir mekanizma olmasına rağmen, sıvı kaybının yerine konmaması, süreklilik arz etmesi halinde ise böbrek taşı ve sık idrar yolu enfeksiyonlarına zemin hazırlıyor. Hatta yaz aylarında görülen ishaller ile gelişen ani ve şiddetli sıvı kaybı durumlarında yeterince sıvı ve su tüketmezsek; idrar miktarı çok azalıp, durabiliyor. Hatta akut böbrek yetmezliği gelişebiliyor.

2- Yemeklerinize tuz eklemeyin

Az miktarda tuz kullanmayı, yemeklere tuz ilave ederken önce tatmayı, hazır gıda ve şarküteri ürünlerini az miktarda tüketmeyi alışkanlık haline getirin. Çok tuzlu beslenmenin tansiyon yüksekliğine, ödeme ve dolayısı ile ilerleyen dönemlerde böbrek hastalığına yol açabileceğini unutmayın.

Türk Hipertansiyon ve Nefroloji Derneği’nin verilerine göre ülkemizde erişkin yaş grubunun yüzde 33 ünde yüksek tansiyon var. Günde alınması gereken tuz miktarı 2-3 gramken, ülkemizde günlük yaklaşık tuz tüketimi 18 gram civarında. Birçok besinin içinde çiğ veya pişmiş olarak, tuz bulunuyor. Bu nedenle yiyeceklere ek olarak tuz kullanmak sağlık açısından sorunlara neden olabiliyor.

Ama maalesef çocukluğumuzdan itibaren damak tadımızın tuza alıştırılması; yemekleri pişirirken içine bol miktarda tuz atmak veya sofrada tatmadan tuz ilavesi yapmak gibi alışkanlıklarımızın devam etmesine neden oluyor.

3- Egzersiz yapın

Düzenli egzersiz yapın. Yaptığınız aktiviteler ile kalp damar sağlığınız olumlu yönde etkileniyor. Böylece uzun vadede böbrek sağlığımızda olumlu yönde etkilenecek.

4- Meyvenin suyunu değil kendisini yiyin

Dengeli ve sağlıklı beslenin. Yaz ve bahar aylarının nimetleri olan sebze ve meyvelerden bol miktarda tüketin. Katkı maddeli, hazır, işlenmiş gıdalar yerine bol miktarda sebze yiyebilir, meyvelerin suyu değil tercihen kendisini tercih edebilirsiniz. Ne kadar sağlıklı beslenip hedef kilolara yakın olursanız kan şekeriniz daha dengeli olacak ve uzun vadede böbrek sağlığınıza katkıda bulunacaksınız.

5- Sigara ve alkolden uzak durun

Sigara ve alkol kullanmayın.

6- Ekmek tercihiniz esmer olsun

Karbonhidrat seçerken beyaz ekmek, pirinç, makarna, patates gibi glisemik indeksi yüksek yani kan şekerini hızla arttıracak besinler yerine esmer ekmek, bulgur, kepekli makarna, yulaf ezmesi gibi düşük glisemik indeksli olanlar tercih edin.

7- Doktor tavsiyesi olmadan ilaç kullanmayın

Bilinçli ilaç kullanın. Ağrı kesici ve antibiyotik tipi ilaçları doktorumuza danışmadan kullanmayın. Özellikle ağrı kesicilerin yaz gibi sıcakla sıvı kaybettiğiniz günlerde böbrek üzerine daha fazla olumsuz etkilerinin olduğunu unutmayın.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.