Yerebatan Sarnıcı Tarihi

Yerebatan Sarnıcı ne zaman ve kim tarafından inşa edilmiştir? Yerebatan Sarnıcı nerede? Yerebatan Sarnıcı’nda neler var? Halk arasında “Yerebatan Sarayı” olarak bilinen Yerebatan Sarnıcı hakkında bilinmeyenler...

Suyun içinden yükselen ve sayısız gibi görülen mermer sütunlar sebebiyle halk arasında “Yerebatan Sarayı” diye bilinen Yerebatan Sarnıcı, Bizans İmparatoru I. Jüstinyen tarafından 527-565 yılları arasında sarayın su ihtiyacını karşılamak amacıyla yaptırıldı. Sarnıç, 9 metre yüksekliği ve 336 adet sütunla adeta bir sütun ormanını andırır.

Yerebatan Sarnıcı (Bazilika Sarnıcı)

Sarnıcın bulunduğu yerde daha önce bir Bazilika bulunduğundan, Bazilika Sarnıcı (Stoa Bazilikası) olarak da anılır.

YEREBATAN SARNICI NEDEN YAPTIRILMIŞTIR?

Bizans Dönemi’nde bu çevrede geniş bir sahayı kaplayan ve imparatorların ikamet ettiği büyük sarayın ve bölgedeki diğer sakinlerin su ihtiyacını karşılayan Yerebatan Sarnıcı, İstanbul’un Osmanlı Devleti tarafından 1453 yılında fethinden sonra bir müddet daha kullanılmış ve padişahların oturduğu Topkapı Sarayı’nın bahçelerine buradan su verilmiştir.

Sarnıç, Osmanlı Dönemi’nde Sultan III. Ahmet (1723) ve Sultan II. Abdülhamit Dönemi’nde (1876-1909) iki defa onarıldı.

Yerebatan Sarnıcı, 1987’de İstanbul Belediyesi tarafından temizlenerek müzeye dönüştürüldü.

YEREBATAN SARNICI NELER VAR?

Ağlayan Sütun

Gözyaşı Sütunu ya da Ağlayan Sütun olarak bilinen sütun, diğer sütunlardan farklı olarak ıslak olması nedeniyle ağlıyormuş gibi bir görünüme sahiptir. Bu sütun, Forum Tauri Meydanı’nda bulunan 4. yüzyıldan I. Theodosius’un Zafer Kemeri sütunlarını andırır. Ağlayan Sütun’un, Yerebatan Sarnıcı’nın inşasında hayatını kaybeden yüzlerce kölenin hatırasına yapıldığı rivayet edilmektedir.

Yerebatan Sarnıcı

Sarnıcın tavan aralığı kemerler vasıtasıyla sütunlara aktarılmıştır.

Medusa Başı

Sarnıcın kuzeybatı köşesindeki iki sütunun altında kaide olarak kullanılan iki Medusa Başı, Roma Dönemi heykel sanatı örneklerindendir.

Yerebatan Sarnıcı, Medusa Başı

Sütunlar

52 basamaklı taş bir merdivenle inilen Yerebatan Sarnıcı’nın içerisinde her biri 9 metre yüksekliğinde 336 sütun bulunmaktadır.

YEREBATAN SARNICI ZİYARET GÜNLERİ VE SAATLERİ

Yerebatan Sarnıcı, haftanın her günü 09.00-17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.

YEREBATAN SARNICI NEREDE? - HARİTA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • teşekürler

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.