Yetim Malı Yiyenin Sonu

İbadet Hayatımız

Yetim malı yiyenin sonu ne olacak? Peygamber Efendimiz (s.a.v) haber veriyor...

Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, ömrünün tamamını fedakârlığın zirvesinde yaşadı. Rabbimiz, hiçbir beşere lûtfetmediği Mîrâc’ı, O’na ihsan ve ikram buyurdu. Yedi kat semâ, Cennet, Cehennem ve Sidre-i Müntehâ kendisine ziyaret ettirildi. Sonrasında Cenâb-ı Hak ile baş başa bir mülâkat gerçekleşti. Bizler bu yakınlığın mâhiyetini tam olarak bilemiyoruz. Lâkin Rasûlullah Efendimiz, bize o müstesnâ yolculuktan, müşâhede ettiği bazı sahneleri naklediyor.

Hiç şüphesiz ki bu sahneler, Hakk’a yakınlık yolculuğunda olan bir mü’minin dikkat etmesi gereken, üzerinde hassâsiyetle durması gereken çok mühim noktalar.

YETİM MALI YEMENİN ZARARLARI

Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, Mîraç’ta bir topluluğa uğradılar ve gördüler ki, onların dudakları deve dudağı gibi. Birtakım vazifeli memurlar da onların dudaklarını kesip ağızlarına taş koyuyor.

“–Ey Cibrîl! Bunlar kimlerdir?” diye sordu. Cebrâil -aleyhisselâm- şu cevâbı verdi:

“–Bunlar, yetimlerin mallarını haksızlıkla yiyenlerdir!” (Taberî, XV, 18-19)

Rabbimiz âyet-i kerîmede insanlığı şöyle îkaz ediyor:

“Haksızlıkla yetimlerin mallarını yiyenler, şüphesiz karınlarına ancak ateş tıkınmış olurlar; zaten onlar alevlenmiş ateşe gireceklerdir.” (en-Nisâ, 10)

Buradan hareketle öğreniyoruz ki, Rabbimiz’i hoşnud edecek en güzel davranışlardan biri de yetime kol-kanat germektir. Onlar bize ilâhî birer emanettir. Bu emânete sahip çıkmak da ancak, dünyevî ihtiyaçlarını giderdiğimiz gibi, gönül dünyalarını da îmâr etmekle gerçekleşecektir.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Şebnem Dergisi, Yıl: 2021 Ay: Mart Sayı: 200