Yozlaşma Ne Demek? Yozlaşma Ne Anlama Gelir?
Yozlaşma ne demek? Yozlaşma kelimesinin anlamı nedir? Yozlaşma kelimesine örnek cümleler...
Yozlaşma: Yozlaşmak fiili, soysuzlaşma, tereddî anlamlarına gelmektedir.
YOZLAŞMA KELİMESİNE ÖRNEK CÜMLELER
Toplumumuzda global kültür istîlâsı sebebiyle yaşanan yozlaşmalar, maalesef İslâm’ın rûhuna zıt bâzı uygulamaları da beraberinde getirmiştir. Öyle ki, hayâtın en mühim safhalarına gayr-i İslâmî mâhiyetler karıştırılarak âdeta şeytan da onlara ortak edilmektedir. Hâlbuki Allah Teâlâ’nın, huzûrundan kovduğu şeytana söylediği şu gazap ifâdeleri, insan için ne mühim bir îkazdır:
“Onlardan gücünün yettiği kimseleri dâvetinle şaşırt; süvârilerinle, yayalarınla onları yaygaraya boğ; mallarına, evlâtlarına ortak ol!..” (el-İsrâ, 64)
*****
Îmânı tehlikeye atan hususlardan bir diğeri de, gayr-i müslimlere veya fâsıklara benzeme ve onların nefsânî hayat tarzlarını taklit etme hastalığıdır. Îman temelindeki çözülmelerin, fikrî ve ahlâkî yozlaşmaların birçoğu, bu tür taklitlerle başlar. Taklit, zamanla alışkanlık ve huy hâline gelir. Sonrasında ise şeklî beraberlik, zihnî beraberliğe, zihnî beraberlik ise zamanla kalbî beraberliğe kadar gider. Bunun içindir ki hadîs-i şerîfte:
“Kim bir kavme benzemeye çalışırsa, o da onlardandır.” buyrulmuştur. (Ebû Dâvud, Libâs, 4/4031)
*****
Hadîs-i şerîfte:
“Toplulukta rahmet, ayrılıkta azap vardır.” buyrulmuştur. (Münâvî, III, 470)
Dolayısıyla hem sâlihlerle beraber olmak, hem de sâlihlerin bir ve beraber olması, toplumlardaki yozlaşmalardan ve mânevî erozyonlardan korunabilmenin en güzel çâresidir. Bunun aksine, sâlihlerden uzak durup fâsıklarla ülfet etmek de mânevî hayata zehir serpmektir. Zira İmâm Gazâlî Hazretleriʼnin buyurduğu gibi; fâsıklar ve gâfillerle zâhirî beraberlik, zamanla zihnî beraberliğe, zihnî beraberlik de bir müddet sonra kalbî beraberliğe dönüşür. Bu ise, insanın adım adım helâke sürüklenmesidir.
*****
İşte nezâket, zarâfet, rikkat-i kalbiyye, cömertlik, merhamet gibi ahlâkî kıymetlerin ulvî berekâtı… Düşünmek gerekir ki Hak katında bu kadar büyük bir değeri olan güzel ahlâk, îman mahrumlarını, hayatta en büyük nîmet olan îman ile şereflendirmeye vesîle olursa, kim bilir îman ehlini ne ulvî mertebelere nâil kılar…
Diğer taraftan ahlâkî kıymetlerde isrâfa sürüklenmek, toplumların yozlaşmasına, netîcede de büyük felâketlere dûçâr olmasına zemin hazırlar. Bu ise büyük bir âhiret hüsrânıdır. Fert ve toplumların huzur ve selâmeti; güzel ahlâk sâhibi, yâni dindar, vatanperver, zarif ve ince ruhlu bir nesil yetiştirmekle mümkündür. Zîrâ Muhammed İkbâl’in dediği gibi; “Müslüman, dünyânın gidişâtından sorumludur.”