Yunus Suresinin 105. Ayeti Ne Anlatıyor?

KUR’ÂNIMIZ

Yunus suresinin 105. ayetinde ne anlatılmak isteniyor? Yüzümüzü Hak dine çevirmemizi emreden âyet; Yunus suresinin 105. ayetinin meali ve tefsirini yazımızda okuyabilirsiniz...

Ayet-i kerimede buyrulur:

وَاَنْ اَقِمْ وَجْهَكَ لِلدّ۪ينِ حَن۪يفًاۚ وَلَا تَكُونَنَّ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَ

“Ve yüzünü hak dine çevir, sakın müşriklerden olma!” (buyuruldu.) (Yûnus, 10/105)

DOSDOĞRU DİNE ÇEVİR YÜZÜNÜ!

Bilgi:

Peygamberimiz, tebliğ vazifesi gereği Mekkeli müşrikleri her fırsatta İslam’a davet ediyordu. Fakat onlar bir türlü bu davete yanaşmıyordu. Bunun üzerine gerideki ayetlerde Allah -celle celâlühû- geçmiş ümmetlerin başına gelenlerin Mekkeli müşriklerin de başına gelebileceğini, peygamberini ve beraberindeki müminleri de koruyacağını haber verdi. Bu ayette ise Allah, Peygamberimizden ve onun şahsında bizden, yanlış inançlara karşı net bir şekilde tavır koymamızı istemiştir. Tevhid inancını bir kenara bırakıp şirke sapmaktan sakındırmıştır.

Mesaj:

  1. Müslüman, sağlam ve sarsılmaz bir imana sahip olmak için çabalamalıdır.
  2. Sapkınlarla birlikte olmak inancımıza zarar verebilir.

Kelime Dağarcığı:

Hanîf: Hz. İbrahim -aleyhisselâm-’ın dinine tâbi kimse; Müslüman olup şirkten ve sapkınlıktan kurtulan kişi.

Kaynak: Diyanet, Kur'an-ı Kerim'den Serlevha Ayetler

TEFSİR

  1. Rasûlüm! Bütün insanlara şunu ilan et: “Ey insanlar! Eğer benim dînimden herhangi bir şüphe içindeyseniz, şunu bilin ki, ben sizin Allah’tan başka taptıklarınıza tapmam. Ben ancak sizin canınızı alacak olan Allah’a kulluk ederim. Çünkü bana, mü’minlerden olmam emredildi.”
  2. Bana şunlar da emredildi: “Allah’ın birliğini tanıyarak yüzünü dosdoğru hak dine çevir; sakın müşriklerden olma!”
  3. “Allah’ı bırakıp da sana hiçbir fayda ve zarar veremeyen şeylere yalvarıp yakarma. Böyle yaparsan, o takdirde, kesinlikle zâlim­lerden olursun!”
  4. Allah sana bir zarar dokunduracak olursa, onu yine Allah’tan başka giderecek yoktur. Eğer senin için bir hayır dilerse, O’nun lutf u keremini engelleyecek de yoktur. O, lutfunu kullarından dilediğine verir. O, çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir.

Dinin esası, bütün sahte tanrıları bir tarafa bırakarak yalnızca Allah’a inanmak ve sadece O’na kulluk yapmaktır. Çünkü ibâdete layık tek varlık, istediği gibi yaratan ve öldüren, birini öldürmeyi dileyince iradesine kimse engel olamayan Allah Teâlâ’dır. Bir başkasının böyle bir hak ve yetkisi yoktur. O halde O’nu bir tanımalı, yalnızca O’na yönelmeli, açık ve gizli her türlü şirkten uzak durmalı, hiçbir fayda ve zarar veremeyen putlara yalvarmayı terk etmelidir. Çünkü şirk koşmak en büyük zulümdür ve şirk günahını işleyen de en büyük zalimdir. Zira yapılabilecek en büyük haksızlık, zat, sıfat ve fiillerinde tek olan Allah’ın ortağı olduğunu kabul etmektir. Böyle şey olamaz; böyle bir inanç asla doğru kabul edilemez. Çünkü putlar hiçbir fayda ve zarara güç yetirmedikleri gibi, fayda ve zararın hepsine güç yetiren sadece Allah’tır. İnsanın başına gelen zararı Allah’tan başka kimse kaldıramaz. Allah’ın ihsan edeceği bir iyiliğe de kimse mâni olamaz. O istediğini yapmaya kadirdir. Öyle ise aciz şeylere değil, varlıkları istediği gibi yaratan, idâre eden, hayat veren, öldüren, bağışlayan, merhamet eden Allah’a kulluk etmek gerekir.

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri, kuranvemeali.com