Yunus Suresinin 72. Ayeti Ne Anlatıyor?
Yunus suresinin 72 ayetinde ne anlatılmak isteniyor? Ecirin Allah'tan olduğunu bildiren âyet; Yunus suresinin 72. ayetinin meali ve tefsirini yazımızda okuyabilirsiniz...
Ayet-i kerimede buyrulur:
فَاِنْ تَوَلَّيْتُمْ فَمَا سَاَلْتُكُمْ مِنْ اَجْرٍۜ اِنْ اَجْرِيَ اِلَّا عَلَى اللّٰهِۙ وَاُمِرْتُ اَنْ اَكُونَ مِنَ الْمُسْلِم۪ينَ
Eğer yüz çeviriyorsanız, sizden zaten hiçbir ücret istemedim. Benim ücretim, ancak Allah’a aittir. Bana Müslümanlardan olmam emredildi. (Yûnus, 10/72)
ECİR ALLAH’TAN
Bilgi:
Bu âyet, Nuh aleyhisselamın kavmiyle yaptığı konuşmadan bir kesit içerir. Nuh kavmi, Hz. Nuh -aleyhisselâm-’ın tüm çabalarına rağmen yıllarca iman etmeye yanaşmadı. Onlar, inatçı ve zalim bir kavimdi. Hâlbuki Nuh -aleyhisselâm-, onlara güzel güzel tebliğde bulunuyor, nasihat ediyordu. Bunun karşılığında da herhangi bir ücret istemiyordu. Onlar ise hakikate kulak tıkamayı, inkârı ve Hz. Nuh -aleyhisselâm-’ı yalanlamayı tercih ediyorlardı. Allah -celle celâlühû- onları en sonunda tufanda boğulmakla cezalandırmıştır.
Mesaj:
- Peygamberlerin tek beklentisi Allah’ın rızasını kazanmaktır.
- Dünyevî ücretlerin, Allah’ın vereceği mükâfat karşısında hiçbir değeri yoktur.
Kelime Dağarcığı:
Ecir: Manevî ve uhrevî karşılık, sevap; dünyevî bir hizmet karşılığında verilen ücret, para, bedel.
Kaynak: Diyanet, Kur'an-ı Kerim'den Serlevha Ayetler
TEFSİR
- Rasûlüm! Onlara Nûh’un ibret dolu kıssasını anlat: Hani o kavmine şöyle demişti: “Ey kavmim! Şayet benim peygamber olarak aranızda bulunmam ve Allah’ın âyetlerini okuyup onlarla öğüt vermem size ağır geliyorsa, şunu bilin ki, ben sadece Allah’a güvenip dayandım. Haydi siz de tanrı diye taptığınız bütün varlıklarla birlikte toplanıp bana ne yapacağınıza karar verin. Ama, dikkat edin de, vereceğiniz bu karar sonnradan başınıza bir belâ, bir pişmanlık sebebi olmasın. Ardında da bana hiç göz açtırmadan hakkımdaki kararınızı hemen uygulayın.”
- “Eğer yüz çevirirseniz, benim kaybedeceğim hiçbir şey yoktur; çünkü ben zâten sizden herhangi bir ücret istemiş değilim. Benim ücretimi verecek olan yalnız Allah’tır ve bana müslümanlardan olmam emredildi.”
- Buna rağmen yine de Nûh’u yalanladılar. Biz de onu ve gemide kendisiyle beraber bulunanları kurtarıp onları yeryüzünde halîfeler yaptık; âyetlerimizi yalanlayanları ise suda boğduk. Allah’ın azabıyla uyarılıp da doğru yola gelmeyenlerin sonu nasıl olmuş bir bakın!
Hz. Nûh kavmi arasında dokuz yüz elli sene kaldı ve onları tevhide davet etti. (bk. Ankebût 29/14) Uzun seneler ısrarla tebliğe devam etmesine rağmen, pek azı müstesnâ, kavmi ona iman etmedi. (bk. Hûd 11/40) Dolayısıyla bu âyet-i kerîmeler, Nûh (a.s.)’ın mesajını daha açık bir şekilde ortaya koyduğu, Allah’a tevekkülünü ve insanlardan korkusuzluğunu ifade ettiği; işkence etmek ve öldürmek dâhil kendisine yönelik istediklerini yapmaları konusunda kavmine meydan okuduğu bir safhayı anlatır. Onları ilâhî azapla tehdit eder. Fakat kavim, bu açık tehditlerden ibret almadığı ve inkâra devam ettiği için tufanla helak edilir.
Âyetlerde beyân edildiği üzere, Hz. Nûh’un inkârcı kavmine karşı sergilediği bu korkusuz tavır, kullandığı bu net üslup ve ifade, her şeyden önce onun Allah’a bağlılığını ve tevekkülünü anlatmakta; bıkmadan usanmadan sürdürdüğü tevhid mücâdelesinde gösterdiği cesâreti haber vermektedir. Buna göre, kısaca temas edilen bu kıssadan maksat, bir taraftan önceki peygamberleri yalanlayanların, inkârları yüzünden nasıl Allah’ın cezasına uğradıklarını hatırlatmak suretiyle, Kur’an’ın muhataplarını, Resûl-i Ekrem (s.a.s.)’e karşı sergiledikleri düşmanca davranışlarından dolayı uyarıp onlara öğüt vermek; bir taraftan da başta Peygamberimiz (s.a.s.) olmak üzere dini tebliğ etmekte olan kişileri teselli ederek, onlara da Allah’a aynı şekilde güvenip dayanmalarını tavsiye etmektir.
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri, kuranvemeali.com
YORUMLAR