Yûsuf Hemedânî Hazretleri’nden Hikmetli Sözler ve Tavsiyeler

GÜZEL SÖZLER

Yûsuf Hemedânî -rahmetullâhi aleyh- Hazretleri’nden hikmetli sözler ve tavsiyeler...

Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz buyurur: “Din, nasihattir.” (Müslim, Îmân, 95)

Cenâb-ı Hakk’ın insanlığa muhteşem ikrâmı, ebedî ve mükemmel mûcizesi olan Kur’ân-ı Kerim; baştan sona hikmettir, öğüttür, nasihattir, ibret dolu kıssa ve bin bir hissedir.

Başta sahâbî efendilerimiz olmak üzere, bütün Hak dostları Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in zamana yayılmış zirve mâhiyette, müstesnâ talebeleridir.

Altından kalkamayacağını anladığın mevzuları Allâh’a ve Rasûlü’ne havale et!

  • Allâh’a havale, O’nun Kitâbı’na;
  • Rasûlü’ne havale de O’nun Sünneti’ne müracaat etmek demektir.

YÛSUF HEMEDÂNÎ -Rahmetullâhi Aleyh- HAZRETLERİ’NDEN HİKMETLİ SÖZLER

“Lokma yemek, tohum ekmek demektir. Tohumu feyizli bir idrâk içinde ve yanık olarak atmak gerekir ki gıdâ, ibâdetlere enerji ve kuvvet olsun!

ÖLÇÜ ŞERÎAT

  • Din ve şerîat yolunda yürümeyen kişi, günde bin hârikulâde şeyler gösterse bile bunlar kerâmet değil istidraçtır, şeytanın hileleridir.
  • Sünnet’e aykırı olan bir şeye îtikād eden kişi, dünyanın ilmini ezberlemiş de olsa, yol kesen hayduttur. / hidâyetten saptıran bir zâlimdir. (Hemedânî, Hayat Nedir, s. 92)

 ZİKRE AZMET!

Kalp zikrinde sınırsız bir gayret ve azim gerekir ki, kalp Hak Teâlâ’yı zikreder hâle gelsin!

  • Kalp ile zikir, ağaç ile su gibidir.
  • Kalp ile tefekkür ise ağaç ile meyve gibidir.

Ağaca su vermeden yeşermesini beklemek; yaprak ve çiçek açmasını beklemeden de ondan meyve istemek hata olur. İstense bile asla meyve vermez. Çünkü o vakit meyve zamanı değil, ağacı besleme ve îmar etme zamanıdır. Ona su vermek, sarmaşık otundan ve yabancı şeylerden arındırmak, sonra da güneşin ısısını beklemek gerekir. Bunlar gerçekleşince ağaç taze ve neşeli olur, yeşil yapraklarla süslenir. Ağaç bu olgunluğa ulaştıktan sonra onun dalından meyve beklemek doğru olur. Artık bu vakit meyve zamanıdır. (Rutbetü’l-Hayât, s. 71)

İKİ KAPI

  • Benlik kapısını kapat,
  • Hizmet ve sohbet kapısını aç!

(Ahmed Kâsânî, Âdâbu’s-Sâlikîn, İstanbul Ün. Ktp., FY, nr. 649, vr. 57b, 62a)

SEYR U SÜLÛK

–Sülûk, yani Hak yolundaki yolculuk, iki kısımdır:

  • Birincisi sülûk-i zâhirdir ki, dâimâ ilâhî emir ve yasaklara riâyet etmek, dînî ölçüleri muhafaza etmek ve nefsin arzularından kaçınmaktır.
  • İkincisi de sülûk-i bâtındır ki, kalbi temizlemeye çalışmak ve nefsânî sıfatları yok etmek için gayret sarf etmektir. Bâtın temizliği dedikleri işte budur.

DİRİLTİCİ ESASLAR

  • Her nefesi şuur ve idrâk içinde alıp verin!

(Hûş der dem),

  • Yolda yürürken ayağınızın ucuna bakın.

(Nazar ber kadem),

  • Beşerî sıfatlardan ilâhî sıfatlara ulaştıracak olan iç âlemdeki yolculuğa yönelin.

(Sefer der vatan) ve

  • Halk içinde Hak ile olun.

(Halvet der encümen)!

(Gucdüvânî, Makāmât, s. 45)

SEKİZ VARAK

Yûsuf Hemedânî Hazretleri’ne sordular:

“–Bu devir geçer ve gerçek şeyhler âhirete göçerse selâmete ulaşmak için ne yapalım?”

Buyurdu:

“–Hak dostlarının eserlerinden her gün sekiz varak (16 sayfa) okuyunuz.”

(Hemedânî, Hayat Nedir, s. 14, 91)

İNSANIN MUHAFAZASI

Çok oruç tut!

Çünkü;

Oruç insanı muhafaza eder.

Nefsi dizginleyip gönlü diriltmek için;

  • Namaz ve oruçla meşgul olmak daha münasiptir.

ALTIN VASIFLAR

  • Gönlünü dünya muhabbetine kaptırma!

Dâimâ âhirete rağbet et!

  • Dindar ve vefâlı ol!

Fakih,

Âlim,

Takvâ sahibi ve

Sebatkâr ol!

İSTİFÂDE İÇİN...

Allah yolunda, Hak dostlarına;

Hem mal,

Hem beden,

Hem de can ile hizmet et!

  • Onlara teslim ol ve tavsiyelerine riâyet et!

Teslîmiyet göstermez ve nasihatlerini tutmazsan onlardan istifâde edemezsin!

ALLAH VEKİL!..

  • İnsanlardan hiçbir şey isteme ve
  • Tevekkül ehli ol!

Zira Cenâb-ı Hak şöyle buyurur:

“...Kim Allâh’a tevekkül ederse, Allah ona kâfîdir...” (et-Talâk, 3)

Bilesin ki; •Rızık taksim edilmiştir.

Allah sana ne vermişse, insanlara bol bol infâk eyle!

Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, doyurmanın hazzı ile doyardı.

ATEŞE GÖTÜRÜR!..

  • Cimrilik ve hasetten uzak dur;

Zira;

  • Cimriler ve hasetçiler yarın cehenneme atılacaklardır.

HAK’TAN BEKLE!..

  • Allâh’ın va‘dine güven!
  • Fânîlerden bir şey bekleme!
  • Doğruyu söyle ve korkma!
  • Dâimâ Hak ile beraber ol!
  • İnsanlarla lüzumundan fazla sohbet ederek ömrünü boşa harcama!

Aksi takdirde; (yani bunları yapmazsan);

Allah’tan uzak kalırsın!

NEFESİN HESABI VAR!..

  • Her zaman nefesine dikkat et, onun kıymetini bil!
  • Diline sahip ol!
  • Yapamayacağın şeyleri söyleme!
  • İnsanlara dâimâ nasihatte bulun!

KILLET ÖLÇÜLERİ

  • Yemeyi, içmeyi azalt!
  • Az uyu ve az konuş!
  • Acıkmadan yeme!
  • İhtiyaç olmadan asla konuşma!
  • Gece biraz uyuduktan sonra kalkarsan namazı daha düzgün ve daha çok kılarsın.

ULVÎ ÖLÇÜLER

  • Gönlün dâimâ gamlı,

Gözün yaşlı,

Amelin hâlis,

Duân mücâhede,

Elbisen mütevâzı olmalıdır.

  • Arkadaşların derviş,

Evin mescid,

Malın fıkıh, (Sermâyen ilim)

Ziynetin zühd,

Dostun Cenâb-ı Hak olmalıdır.

BEŞ HASLET

Kendisinde şu beş hasleti görmediğin kişi ile arkadaş olma:

  • Âhireti dünyaya tercih etmek.
  • Ameli ilimden, ilmi de dünyaya dalmaktan üstün görmek.
  • Tevâzu ve mahviyeti, iltifat ve rağbet görmekten aziz bilmek.
  • Basîret ve firâset sahibi olmak; gizli-âşikâr bütün sâlih amellere azimli olmak.
  • Ölüme hazır olmak.

ÂHİRET YOLCUSU

Evlâdım!

  • Dünya ve onun ziynetleri seni aldatmasın!
  • Gece ve gündüz dâimâ dünyadan âhirete göçmeye hazır ol!
  • Kalbin hep Allah ile birlikte olsun!
  • Allah korkusundan her zaman gönlün kırık olsun!
  • Dünyada misafir gibi yaşa ve oradan yine misafir gibi ayrıl!

NURDAN SİLSİLE...

Evlâdım!

Ben, şeyhimin -Allah onun azîz rûhunu mukaddes eylesin- vasiyetleriyle amel ettiğim gibi, sen de benim vasiyetlerimi aklında tut ve onları tatbik et!

Böyle yaparsan Allah, dünya ve âhirette senin koruyucun olur inşâallah!

(Bkz. Abdülhâlık Gucdüvânî, Vasâyâ, Beyazıt Devlet Ktp., Veliyyüddîn Efendi, nr. 3229, vr. 10b-16a; Isfahânî, Şerh-i Vasâyâ, vr. 103a; Reşahât, s. 61-62; Hânî, el-Hadâik, s. 354-355)

HELÂL LÂKİN

Abdülhâlık Gucdüvânî Hazretleri, Hızır -aleyhisselâm- ile mânen görüşerek, onun terbiyesinde ikmâl olmuştu. Bir gün Hızır -aleyhisselâm- Gucdüvânî Hazretleri’nin ikrâm ettiği yemekleri yemez ve sofradan kendisini geriye çeker. Abdülhâlık Gucdüvânî -rahmetullâhi aleyh- hayretle;

“–Bunlar helâl lokmalardır; niçin yemiyorsunuz?” der.

Hızır -aleyhisselâm- ise şu cevabı verir:

“–Evet, helâl lokmalardır; lâkin pişiren, öfke ve gafletle pişirmiştir.

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Asr-ı Saâdetten Günümüze HİDÂYET REHBERLERİ, Yüzakı Yayıncılık