Yusuf Suresi 11. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Yusuf Suresi 11. ayeti ne anlatıyor? Yusuf Suresi 11. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...
Yusuf Suresi 11. Ayetinin Arapçası:
قَالُوا يَٓا اَبَانَا مَا لَكَ لَا تَأْمَنَّۭۖا عَلٰى يُوسُفَ وَاِنَّا لَهُ لَنَاصِحُونَ
Yusuf Suresi 11. Ayetinin Meali (Anlamı):
Babalarına şöyle dediler: “Sevgili babamız! Niçin bize güvenip Yûsuf’u emânet etmiyorsun? Halbuki biz elbette onun iyiliğini istiyoruz.”
Yusuf Suresi 11. Ayetinin Tefsiri:
Anlaşılan
o ki, kardeşleri Yûsuf’u daha önce de götürmek istemişler, fakat Hz. Yâkub
onlara güvenmediği için buna müsaade etmemişti. Ancak onlar, planlarını tatbik
için bu konuda ısrar ettiler. Yûsuf’un iyiliğini istediklerini, ona bir zarar
gelmesine gönüllerinin aslâ râzı olmayacağını söylediler. Çocuk olduğu için
onun da yiyip içmeye, gezip eğlenmeye ihtiyacı olduğunu belirttiler. Böylece
Yûsuf’un da eğlenme arzusunu kamçılamak istediler. Muhtemel tehlikelere karşı
onu gözleri gibi koruyacaklarına söz verdiler. Yakup (a.s.), onlara
güvenmediğini açıkça söylemediyse de, gönlünü kavuran endişesini dile
getirmekten de kendini alamadı. Onu, farkında olmadıkları bir sırada kurdun
yemesinden korktuğunu söyledi. Onlar ise, korkmasına ve endişe etmesine gerek
olmadığını; çünkü birbirine bağlı güçlü kuvvetli bir ekip olduklarına göre böyle
bir tehlike ihtimalinin bulunmadığını ifade ettiler.
Rivayete
göre Hz. Yâkub rüyada kendisini bir dağın tepesinde, Yûsuf’u da vadinin iç
taraflarında görür. Bu halde iken on tane kurdun onun etrafını sardığını ve onu
yemek istediklerini, bir kişinin ise onu korumaya çalıştığını müşâhede eder.
Sonra yer yarılır ve Yûsuf üç gün süreyle orada kalır. Buradaki on kurt, onu
öldürmeyi planlayan on kardeşidir. Onu savunan kişi ise büyük kardeşi
Yahuda’dır. Yerin içinde üç gün saklı kalması ise, üç gün süreyle kuyuda
kalması demektir. (Kurtubî, el-Câmi‘, IX, 140)
Şu
bir hakikat ki, kişinin, hasmına kendi aleyhine kullanacağı bir delil telkin
etmesi doğru değildir. Mesela, belki de Yûsuf’un kardeşleri, babaları söyleyene
kadar kurtların insan yediğini bilmiyorlardı. Bu sözüyle Yâkub, âdeta onlara,
Yûsuf için planladıkları tuzağın nasıl olacağını bir nevi telkin etmiş oldu.
Allah
Resûlü (s.a.s.) şöyle buyurur:
“Belâ,
ağızdan çıkan söze bağlıdır. «Vallahi şu şeyi yapmayacağım» diyen bir kul, her
şeyi şeytana bırakmış olur. Böylece şeytan bütün maharetini kulun
«yapmayacağım» dediği şeye teksif eder ve sonunda istediğini ona yaptırır.” (Aclûnî, Keşfu’l-hafâ,
I, 343)
Diğer
bir hadis-i şerifte de şöyle buyrulur:
“Bazan
olur ki nefsim bana bir şey fısıldar. Onu söylemekten beni alıkoyan sadece
onunla imtihan edilme endişesidir.” (Aclûnî, Keşfu’l-hafâ, I, 344)
Oğullarının
ısrarı Yâkub (a.s.)’ın zor bela da olsa ikna olmasını sağladı:
Yusuf Suresi tefsiri için tıklayınız...
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Yusuf Suresi 11. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...