Yusuf Suresi 30. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Yusuf Suresi 30. ayeti ne anlatıyor? Yusuf Suresi 30. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...
Yusuf Suresi 30. Ayetinin Arapçası:
وَقَالَ نِسْوَةٌ فِي الْمَد۪ينَةِ امْرَاَتُ الْعَز۪يزِ تُرَاوِدُ فَتٰيهَا عَنْ نَفْسِه۪ۚ قَدْ شَغَفَهَا حُبًّاۜ اِنَّا لَنَرٰيهَا ف۪ي ضَلَالٍ مُب۪ينٍ
Yusuf Suresi 30. Ayetinin Meali (Anlamı):
Olayı duyan şehirdeki bir takım kadınlar: “Â! Duydunuz mu? Aziz’in hanımı yanında bulunan gencin nefsinden murat almak istiyormuş. Onun aşkıyla yanıp tutuşuyormuş. Görüyoruz ki, bu kadın iyice azıtmış!” dediler.
Yusuf Suresi 30. Ayetinin Tefsiri:
Anlaşılan
o ki, Aziz’in hanımı gibi, tutulduğu aşk sebebiyle onu kınayan diğer hanımlar
da toplumun sosyete kesimine mensup kimselerdi. Aralarında yaptıkları
konuşmalar ve Aziz’in hanımının, giriftar olduğu gayr-i ahlâkî teşebbüsünde
kendini haklı göstermek için tertiplediği plan, o dönemde Mısır yüksek sosyete
sınıfının ahlâken ne kadar süflîleştiğini gözler önüne serer. Hele Aziz’in
hanımının: “Gerçekten de ben onun nefsinden murat almak istedim, fakat o
namuskârlık gösterip reddetti. Eğer kendisine emrettiğim şeyi yine yapmazsa,
başka yolu yok, kesinlikle zindana atılacak; elbette zelil ve perişan
olacaktır!” (Yûsuf 12/32) sözü ve diğer hanımların da buna tepkisiz
kalması, orada büyük bir hayâsızlığın varlığına işaret eder. Âyet-i kerîmelerin
resmettiği tabloya göre, adına “ilerleme” denilen bu câhiliye rezâletinin yeni
bir hadise olmadığı anlaşılır. Çünkü bu modanın, bundan binlerce yıl önce Mısır’da
tüm haşmetiyle yürürlükte olduğu açıkça görülür.
Saray
sosyetesinin böylesine süflî tutum ve davranışlarına karşı Yûsuf (a.s.)’ın
sergilediği yüksek seviyedeki şu iffet ve hayâ hâli ne kadar takdire şayandır:
Yusuf Suresi tefsiri için tıklayınız...
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Yusuf Suresi 30. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...