Yusuf Sûresi Bize Ne Söyler?
Kur’an, kâinatın yaratılışından, insanların imtihanına, peygamberlerin kıssalarından, geçmiş milletlerin yaşantılarına kadar birçok meseleyi haber vererek, öğütler almamızı ister.
Gökyüzünde ve yeryüzünde nice ayetler vardır. İbretle bakmayıp onların üzerinden geçip giderler, ondan yüz çevirirler. (Yusuf, 105)
Kâinatı okunası bir kitap kılan yüce Allah, yeryüzündeki her şeyin Allah’ın birer ayeti ve her ayetin ise kişiyi Allah’ın yüce kapısına çıkardığını haber verir. Bu yüzden Kur’an, kâinatın yaratılışından, insanların imtihanına, peygamberlerin kıssalarından, geçmiş milletlerin yaşantılarına kadar birçok meseleyi haber vererek, öğütler almamızı ister.
Böyle bir gaye üzere bizleri yaratan Allah, “Kâinat Kitabı”nın nasıl okunması gerektiği konusunda da ipuçları verir. Böylelikle olan biten herşeyin ancak meselelere hikmet penceresinden bakıldığında hakkı ile anlaşılabileceğini vurgular.
Yusuf suresi de bu meyanda, kâinat algımız ve nasıl bir hayat anlayışı ortaya koymamız gerektiği noktasında önemli prensipler ortaya koyar. Sure-i Celile’nin ilk ayetlerinde işaret edildiği gibi “en güzel kıssa” olması da bu münasebettendir. Bu yüzden Yusuf suresi, Hz. Yusuf ile Hz. Züleyha arasındaki bir gönül münasebetinden, babası Hz. Yakup ile aralarındaki bir şefkat ilişkisinden, kardeşlerinin kendisine yaptığı zulümden çok daha fazlasıdır.
Nedir peki Yusuf Suresi?
Müslüman ferdin dünya hayatına karşı nasıl konumlanması gerektiğine dair bir manifestosudur.
O halde bu sureyi okuyan Müslüman’a, bu sure şöyle vaaz eder:
1- Her insan kendi çağının Yusuf’udur. Ve onu isteyen bir Züleyha’sı vardır. Eğer siz Yusuf’sanız, dünyaya ait bütün güzellikler sizin Züleyhanızdır. Her gün ve her vakit sizi bütün güzelliği ve hilesi ile çağırır. Gerektiğinde gömleğinizi tutup sizi kendine çeker. Umulur ki gömleğinizi arkadan yakalamış olsun; eğer öyleyse o vakit henüz esiri olmamışsınızdır Züleyhaların (dünya nimetlerinin) demektir.
2- Eğer gayeniz iffetinizi korumak ise, “Allah’a sığınırım” (Yusuf, 23) “Şüphesiz rabbim verdi bana bu bedeni” deyin. “O yüzden bu sureti kendi nefsimin arzularına göre kullanmaktan hayâ ederim” deyin.
Eğer ki güzel olduğunuzu, kendinizin başka insanlardan farklı olduğunu düşünüyorsanız, o vakit Yusuf’un pazarda ne kadar az bir değere satıldığını düşünün. (Yusuf, 20) Şair’in dediği gibi, “Allah insanı iddiasından vurur.” O yüzden iddianız rıza-i bari olsun ki, dünya nimetlerinden ötürü çetin bir imtihana uğramış olmayasınız.
3- Size haset edeceklere, başınıza gelen güzellikleri anlatmayın. (Yusuf, 5)Bu sebeple o hasetçi önüne gelen ilk fırsatta sizi o güzellikten mahrum bırakmış olmasın.
4- Züleyhalarınızı şeriat dairesine çekin. Nitekim fıtrat müslümandır. İstek ve arzularınızı Allah’ın emir ve yasaklarına göre belirleyin. Karşılaştığınız tüm meselelere hikmet nazarı ile bakın. Böyle yapın ki, insanlar tarafından sizlere bir kötülük dokunduğunda “Ben nefsimi temize çıkarmıyorum. Şüphesiz nefsi emmare kötülüğü ister. Ancak Rabbimin merhamet ettiği hariç; şüphesiz Rabbim, çok bağışlayan çok merhamet edendir” (Yusuf, 53) deyin.
5- Allah, sizden hangi nimetini geri almışsa, şikâyetini, gidip başka insanlara yapmayın. Kendinizi Allah’a arz edin. Benim bir problemim var ve bunu yegâne hayra çıkarıcı sensin Ey benim terbiye edicim deyip; Hz. Yakup’un Hz. Yusuf ile ilgili özleminde dile getirdiği şu ayeti okuyun: “Ben kederimi hüznümü ve şikâyetimi ancak Allah’a arz ederim”(Yusuf, 86) deyin…
Unutmayın ki, yağmur nasıl ki çukura birikirse, Allah’ın rahmeti de tevazu sahibi, her halini Allah’a arz eden kulun kalbine birikir.
Eğer aksini yapıp meseleleri öncelikle Allah’a havale etmez iseniz, o vakit Allah, o konuyla ilgili sizin üzerinizden himmetini keser. Neticesinde ise zindanda padişaha söylemesi için imdat dilediğiniz saki, şeytanın vesilesi ile sizin haberinizi padişaha söylemeyi unutur gider. (Yusuf, 42)
6- Yüce Allah her insanı bir sıfatı ile musahhar kılmıştır. Musahhar olunduğunuz istidadı keşfedin ki koyulduğunuz yolda Yaratıcının o sıfatı size yol gösterici olsun. Allah’a onunla yaklaşın. Hz. Yusuf’a “rüyaların dilini” veren Allah, Hz. Yusuf ile aynı dünyada imtihan ettiği sizi de muhakkak ki bir isminin cilvesi ile, gayretiniz nispetinde başarılı kılacaktır. (Yusuf, 37)
7- Eğer haksız yere bir adaletsizliğe uğramış iseniz, Allah size fırsat verdiğinde, temize çıkmak için hakkınızı arayın. Unutmayın ki, başkasına yapılmış olsa dahi, zulme rıza göstermeniz, sizi zulmedenlerden farksız kılar. (Yusuf, 52-53)
8- Aynı anneden olan kardeşleriniz sizi üzebilir, sizi incitebilir. Bir vakit sonra sizinle miras kavgasına da düşebilir. Nefsine uyup kendi çıkarları için sizin zarar görmenize rıza da gösterebilir. Bunu sizin kanınızdan olmayan diğer Müslüman kardeşleriniz de yapabilir. Fakat onların karşılarına geçip şöyle deyin: “Bugün size kınama yoktur. Allah merhametlilerin en merhametlisidir” (Yusuf, 92) deyip Allah’ın sonsuzluk olan hakikat ipine sıkıca sarılın ki, gerçek kurtuluşa eresiniz.
9- Eğer hayatınızın her aşamasında bilinçli bir kulluk yaşarsanız, dünyaya sultan olur, ahiret hayatı içinde payitaht bulursunuz. Binaenaleyh, Hz. Yusuf Mısır kralına vezir olmadı; önce kendi kalbine sultan oldu. Allah da kendi kalbine sultan olan Hz. Yusuf’un hizmetine verdi âlemi.
Şimdi ey insan madem dünya büyüktür ve hükmümüz her şeye sökmez. O halde kalp evini temiz tut ve orayı Allah ile mamur et. Allah da seni dünya ve ahrette mamur etsin.
Müslüman kimlik için önemli bir öğütler silsilesi olan Yusuf suresi “oyun ve oyalanma yeri” (En’âm, 32) olan dünyaya karşı, hikmet nazarı ile okuyanlara bir rehber, bir hayat kılavuzu olarak rehberlik ediyor ve etmeye devam ediyor.
İşte ey insan, tüm bu öğütler: “Bu sana okuduğumuz, ayetlerden ve hikmetli Kuran’dandır”. (Al-i İmran, 58)
Kaynak: İbrahim Arpacı, Altınoluk Dergisi, 2013 - Eylül, Sayı: 331, Sayfa: 044