Yüzakı Dergisinin Aralık 2022 Sayısı Çıktı

Yüzakı dergisinin 214. sayısı çıktı. Yüzakı dergisinin Aralık 2022 sayısı “Cenâb-ı Hak İle Dostluk” kapağıyla yayınlandı.

“Cenâb-ı Hak İle Dostluk” başlığıyla çıkan Yüzakı dergisinin 214. sayısı şu şekilde takdim edildi.

CENÂB-I HAK İLE DOSTLUK

Cenâb-ı Hakk’ı zikretmenin bin bir yolundan en cezbe ve heyecan dolusu, Mevlânâ’nın semâı olsa gerektir.

Semâ’da sağ el yukarıda semâya, Hakk’a doğrudur. Sol el ise toprağa, halka dönük...

Hak’tan alıp halka vermek. Yüce Hak ile dostluğa eriştiği hâlde, halka şefkatten kopmamak.

Balkanların bilge mücâhidi Aliya ne demişti:

“Yeryüzünün öğretmeni olabilmek için gökyüzünün öğrencisi olmak lâzım.”

Semânın ve semâın öğrencileri, Rasûlullâh’ın talebeleri, Hak dostları...

–Dost’tan ne aldılar?

–Her şeyi...

–Nasıl?

–Her şeylerini bırakarak...

Gerçek saâdet ve saltanat; Allâh’ın rengine boyanabilmek, yani Cenâb-ı Hakk’ın cemâlî sıfatlarına mazhar olabilmektir.

Mevlânâ Hazretleri’nin dediği gibi:

“Mârifet; renklerin bolluğunda değil, renksizliğin zuhûrundadır.

Yani nefsânî sıfatlardan arınmaktır.

Nitekim göklerdeki bulutların, deryâlardaki suların kendi renkleri yoktur. Onları renkten renge koyan, semâdaki güneştir.”

Şeb-i Arûs’a yani, Mevlânâ’nın Hakk’a vuslatının sene-i devriyesine ev sahipliği yapan Aralık ayında, CENÂB-I HAK İLE DOSTLUK mevzuuna hasrettik dosyamızı...

Genel Yayın Yönetmenimiz M. Ali EŞMELİ; dünyadaki dostlukları cennet yolcusu eden ve cehennem yolcusu eden şeklinde iki grupta mütalâa ederken, âhirette dostsuz kalmaya götüren acı şartlara da dikkat çekti.

Muhterem Osman Nûri TOPBAŞ Hocaefendi; büyük alâkanıza mazhar olan mülâkat dizisinin Aralık bölümünde, Hazret-i Mevlânâ hakkındaki bütün merak edilenleri cevapladı.

«Ney» sembolizminden semâ zikrine, müsamaha anlayışından «bişnev / dinle!» sözünün hikmetlerine birçok incelik...

Ebedî Fecre köşesinde ise Fazîletli Hâtıralardan bir demet ve bu fazîletlere sahip çıkmanın ehemmiyeti yer aldı.

Yazarlarımız; tasavvufun irade eğitimi, tevekkül ve nefs tezkiyesi sahalarına ışık tutan derin incelemelerde bulundular.

Dr. Ahmet Hamdi YILDIRIM’ın tercümesiyle, Ahmed Zerrûk Hazretleri’nin «Tasavvuf fıkhı»nda da geniş ve mühim bir bölüm sizlerle.

Sarı çiçekle sohbet, suyun sırları, yarına hazırlık hadisleri, ibretli hâtıralar, kıymetli nükteler, altın tavsiyeler, Hak ile dostluğun ifadeye büründüğü şiirler ve daha fazlası...

Dergiye ulaşmak için tıklayınız...

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.