Yüzakı Dergisinin Mart 2019 Sayısı Çıktı

Yüzakı dergisinin 169. sayısı çıktı. Yüzakı dergisinin Mart 2019 sayısının konusu; “Aile Yuvasında Huzur ve Saadet” oldu.

Yüzakı dergisinin Mart 2019 sayısının sunumu şu şekilde;

Fert ve toplumun kilit taşı: Aile.

Aile mukaddes bir mefhum. Bu sebeple belki fertteki ve toplumdaki bozulma en son ona yansıdı. Eskiden ferdî hayatında dağınık insanlar dahî; toplum için, geleneğe, örf ve âdete ters düşmemek için o mukaddesimize hürmet ederdi.

Fakat o gecikmeyle beraber; artık aileye de, insanımızın uğradığı ruh ve mâneviyat kaybı yansıdı. Boşanma istatistikleri; «Yangın var!» diye feryat hâlinde. «Yetim ve öksüz»ün yanına, adı konulmamış «parçalanmış aile çocukları» diye bir sınıf dâhil olmakta.

Aile, mânevî âlemimizin «cüz-i lâ yetecezzâ»sıydı. Onu zevç, zevce, yaşlı, çocuk, gelin, kaynana gibi parçalara ve «erkek-kadın» şeklinde kamplara ayırmak fecî âkıbetin başlangıcı oldu. Kadın ve erkeği, horoz döğüşüne tâbî kılmak ve kenarda işi kızıştırmak. Avrupa’dan gelen fayda ve yardım (!) işte bu.

Batıdan gelen 8 Mart, ister istemez gündemimizi işgal ediyor. «Toplumsal Cinsiyet Eşitliği» projeleri ve eğitimleri gündemimizde. Fakat meseleye; tahrik edicilerin istediği tarzda, erkekler veya kadınlar, gelenekçiler veya yenilikçiler kampından bakmak yerine; adâlet, insaf, vicdan ve takvâ penceresinden bakmayı tercih ettik.

Bizim kendi esaslarımıza, kendi şifâ reçetelerimize dönmeliyiz.

Aile yuvasında huzur ve saadetin şartları:

Takva içinde;

Huzur, muhabbet, merhamet, sadâkat, karşılıklı saygı, sabır, mes’ûliyet...

Genel Yayın Yönetmenimiz M. Ali Eşmeli; tıpkı tarihimizde olduğu gibi, bu ilâhî hakikatleri yuvalarımızın yine en vazgeçilmezleri hâline getirme hamlesini, yegâne çare olarak takdim etti, şu netice ile:

“O zaman gerçekten aileler, tekrar Hayme Analar, Akşemseddinler ve Fatihler doğuran bir mukaddes iklim olur. Aile yapısında huzur ve saâdetin başka yolu yoktur.”

Muhterem Osman Nûri Topbaş Hocaefendi; «Kur’ânî Tâlimatlar» makale dizisinde, «İslâm’da Aile» yazısını kaleme aldı.

Hazret-i Mevlânâ’nın Gönül Deryâsında Sır ve Hikmet İncileri bölümünde; «Hikmetinden Suâl Olmaz!» başlığıyla, ilâhî bahislerde kelime oyunlarına sığınarak saçma sualler sormak şeklindeki idrak tutulmaları çürütülmekte.

Muharrirlerimiz; toplumu ihyâ eden insaf ve adâleti, aile meselelerinde kanunlar ve adliyenin son çare olması gerektiğini, nesilleri feminizme sürükleyen bataklığın kurutulmasının ehemmiyetini vurguladılar. Aile hukukuna dair ahkâm ve âdâba, devrimizde yaşanan usûlsüzlüklere temas edildi.

Çanakkale, güzel hâtıralar ve şiirlerle yâd edildi.

Hikâye, menkıbe, nükte, hâtıra ve şiirlerle dolu dolu bir sayı daha...

Not: 15’inci yılımıza güzîde bir hediye eserle merhaba dedik:

«O (s.a.s) Beşeriyete Ne Öğretti, Nasıl Öğretti, Ne Hâsıl Etti?»

Geçtiğimiz yıl hediye ettiğimiz «O’nun Muhteşem Ahlâkı» adlı eserin yanına yine Peygamberimiz’i anlatan, yine muhterem Osman Nûri Topbaş Hocamız’ın kaleminden bir eser... Okumanız, okutturmanız ve O yüce rahleye talebe olmaya hasret nicelerini, bu güzîde eserle buluşturmanız dileğiyle...

Ayrıntılı bilgi https://www.yuzaki.com’da

İslam ve İhsan

EVLİLİK VE AİLE HAYATI

Evlilik ve Aile Hayatı

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.