Yüzakı Dergisinin Mart 2022 Sayısı Çıktı

Yüzakı dergisinin 205. sayısı çıktı. Yüzakı dergisinin Mart 2022 sayısı “Çanakkale Şehitlerinin Faziletli Anneleri” kapağıyla yayınlandı.

“Çanakkale Şehitlerinin Faziletli Anneleri” başlığıyla çıkan Yüzakı dergisinin 205. sayısı şu şekilde takdim edildi.

ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNİN FAZÎLETLİ ANNELERİ

Çanakkale Zaferi’ne, o zaferi getiren fazîletli analar nazarından baktığımız bu sayıyı hazırlarken, cihan;

«Acaba üçüncü bir dünya savaşı mı başladı?» endişesi içindeydi. Kuzeyimizdeki savaşta; batı ülkelerinden mazlumların imdadına diliyle koşan çok varsa da, eliyle yardım eden hemen hiç kimse yok. Çünkü artık vatan için, hak ve hakkāniyet için, mazlumlar için ölecek ordular teşkil etmek zor görünüyor.

Birinci Harb-i Umumî’de neşredilen Harp Mecmûası’nda bir hanım şair tarafından yazılmış mısralar:

Ne için vâlideler oğlunu etmekte fedâ? (...)

Bu kadar merdlere ders vermeye lâyık nisvan (...)

Sana ey şanlı büyük yurt, seni kurtarmak için...

Mehmed Âkif’in İstiklâl Marşı’mızdaki, bütün bir millete tercüman olan niyazı:

Cânı, cânânı bütün vârımı alsın da Hudâ,

Etmesin tek vatanımdan beni dünyâda cüdâ...

Dâvâsı için, dîni ve îmânı için yârdan ve serden geçebilecek insan tipi; şikâyet edip durduğumuz bu dünya düzeninde gittikçe azaldı, yok oldu. Bırakın aziz yurdu için fedâ olmayı, o ülkenin az daralan iktisâdî şartlarına bile tahammül edemeyip, biraz daha konfor için terk-i diyar edenlerin sayısından bahsedilmekte...

Evvelâ aile ocağında yetişecek o evlâtlar... Tevekkülü, vatan sevgisini, fedâkârlığı o ocakta öğrenecek. O sebepten hatırlamalı, hatırlatmalı:

Genel Yayın Yönetmenimiz M. Ali Eşmeli, o fazîletli annelerin Hak yola adanmışlığına Hazret-i Meryem ve annesinden misalle temas etti. O annelerin evlâtlarını hangi değerlerle emzirdiğini anlattı.

Muhterem Osman Nûri Topbaş Hocaefendi; «Rasûlullah Efendimiz’e İttibâ» başlıklı makalede, Peygamberimiz ve Kur’ân-ı Kerîm’e o iki mukaddes emânete sahip çıkmanın ehemmiyetini dile getirdi.

Kıssalarda ise; «Asr-ı Saâdetten Sâlihât-ı Nisvan Nümûneleri» serdedilirken, günümüzde feminizm ve cinsiyet eşitliği üzerinden aile yapımızı ifsâd edici batı cereyanlarının tenkidi yapılmakta.

Yazarlarımız, «Üç Aylar»ın ruhları ihyâ eden nefesinden istifadeyi bir kere daha vurguladılar. Ruh kökümüzdeki ayarları bozmaya kalkan; batıcı, oryantalist, ifsat hareketlerini deşifre etmeye devam ettiler. Bu mânâda içi boşaltılmak tehdidiyle karşı karşıya bulunan «tesettür» hakikatini, Dr. Ahmet Hamdi Yıldırım Hocamız hayattan örneklere dikkatle ve hikmetli tafsilâtıyla çerçeveledi. Şairler; o anneyi, o evlâdı, o yiğidi methetti.

Şeytan, yanlışlara sevk ederken; «Daima yanında olacağım!» der, fakat sonrasında yan çizermiş. Batı dünyası, sözüm ona hürriyetçi, serbestiyetçi fikirlerini empoze ederken; «Sonuna kadar yanınızdayım!» dese de, gözün gözü görmediği günlerde ortadan kayboluyor. Askerî cephede nasılsa, ailevî, sosyal cephelerde de aynı...

Bize bizden başka dost yok. «Biz» nesillerimizle var olacağız. Fedâkâr ailemizle, aziz yurdu, yüce Rabbini her şeyden aziz tutan toplumumuzla...

Rabbimiz’e hamdolsun, 18’inci yılımıza ulaştık. Bu yıl da abonelerimize, gönüllerine taht kuracak bir hediyemiz var:

Muhterem Osman Nûri Topbaş Üstâdımız’ın kaleminden;

«Asr-ı Saâdet’ten Günümüze Hidâyet Rehberleri»

Medeniyetimizin meşalesi devâsâ şahsiyetlerin birbirinden güzel, hikmetli ve mânâlı sözleri ve hâtıraları...

Ayrıntılı bilgi yuzaki.com’da...

İslam ve İhsan

ÇANAKKALE SAVAŞI’NIN TARİHÇESİ VE ÖNEMİ - ÇANAKKALE SAVAŞI KISACA

Çanakkale Savaşı’nın Tarihçesi ve Önemi - Çanakkale Savaşı Kısaca

ÇANAKKALE SAVAŞI VE HİKAYELERİ

Çanakkale Savaşı ve Hikayeleri

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.