Zekât Hakkında Ayet ve Hadisler

Zekat

Zekâtın delilleri var mıdır? Zekât ile ilgili ayet ve hadis-i şerifler.

Zekât, İslâm’ın beş temel esasından biri olup, Hicretin ikinci yılında Şevval ayında Ramazan orucu ve fitreden sonra farz kılınmıştır.

ZEKÂT HAKKINDA AYETLER

Kur’ân-ı Kerîm’de zekât kelimesi iki yerde sözlük anlamında kullanılmıştır.[1] Sekizi Mekke döneminde inen âyetlerde olmak üzere toplam otuz âyette de terim anlamı görülür. Kur’an zekâtın eşanlamlısı olarak “sadaka”[2] ve “hak” sözcüklerini de kullanır. Çeşitli âyetlerde teşvik edilen “infak” ise gönüllü iyiliği ifade eder. Zekât yirmiyedi âyette namazla birlikte zikredilmiştir. Bu durum namaz ile zekât arasında sıkı bir ilişkinin bulunduğunu gösterir.

Diğer yandan zekât önceki peygamberlere de genellikle namazla birlikte emredilmiştir. Kur’an’da İbrahim (a.s) ve oğulları İshak ve Ya’kub’un doğru yolu gösteren önderler yapıldığı belirtildikten sonra şöyle buyurulur: “Onlara iyilik yapmayı, namazı kılmayı ve zekâtı vermeyi vahyettik.” İbrahim (a.s)’ın diğer oğlu Hz. İsmail’den de şöyle söz edilir: “O, ailesine namazı ve zekâtı emrediyordu.” [3] Cenâb-ı Hak genel olarak, Tevrat’a uyan İsrailoğulları’na da şöyle seslenir: “Namazı kılın, zekâtı verin ve rükû edenlerle birlikte rükû edin.” [4] Hz. Musa, yetmiş kişi ile Sina dağına çıktığında, Yüce Allah kendisine şöyle buyurmuştur: “Cezama dilediğim kimseyi çarptırırım, rahmetim ise her şeyi kuşatmıştır. Onu sakınanlara, zekât verenlere ve âyetlerime inananlara yazacağım.” [5] Hz. Meryem, babasız dünyaya getirdiği İsa (a.s) konusunda sorulara cevap vermede sıkılınca, beşikteki geleceğin peygamberi Hz. İsa şöyle konuşmuştu: “Nerede olursam olayım, Rabb’im beni kutsadı ve yaşadığım sürece, bana namazı ve zekâtı emretti.” [6]

DİNDEN ÇIKARAN İNKÂR

Zekâtın farz oluşu Kitap, sünnet ve icmâ ile sabittir.

Allah Teâlâ şöyle buyurur: “Namazı kılın, zekâtı verin.” [7] “Mü’minlerin mallarından zekât al ki onları temizleyip mallarını çoğaltasın.” [8] “Hasat günü ürünün hakkını ödeyin.” [9]

Sünnetten delil; Hz. Peygamber’in; “İslâm beş temel üzerine kurulmuştur. Bunlardan biri de zekât vermektir.” [10] hadisi ile Muaz b. Cebel’i Yemen’e vali olarak gönderirken kendisine söylediği şu sözlerdir: “Onlara bildir ki, Allah Teâlâ kendilerine zekâtı farz kılmıştır. Zekâtı oranın zenginlerinden al, yoksullarına ver.” [11] Zekâtın farz olduğunu bildiren başka hadisler de vardır.

Diğer yandan yüzyıllar boyunca bütün müctehitler zekâtın farz oluşu üzerinde görüş birliği içinde olmuşlardır. Ashab-ı Kiram zekât vermeyenlerle savaşılması gerektiği konusunda ittifak etmiştir. Zekâtın farz olduğunu inkâr eden kimse dinden çıkar.

Dipnotlar:

[1] bk. Kehf, 18/81; Meryem, 19/13. [2] Tevbe, 9/60, 79. [3] Meryem, 19/55. [4] Bakara, 2/43. [5] A’râf, 7/156. [6] Meryem, 19/31. [7] Bakara, 2/10. [8] Tevbe, 9/103. [9] En’âm, 6/141. [10] Buhâri, İmân, 1, 2, Tefsîru Sûre 2/30; Müslim, İmân 19-22; Tirmizî, İmân, 3; Nesâî, İmân, 13. [11] Buhârî, Zekât, 1, Tevhîd, 1; Ebû Dâvud, Zekât, 5; Nesâî, Zekât, 46; İbn Mâce, Zekât, 1.

Kaynak: Prof. Dr. Hamdi Döndüren, Delilleriyle İslam İlmihali, Erkam Yayınları