Zem Ne Demek?

NE NEDİR?

Zem nedir, ne anlama gelir? Zem kelimesinin sözlük anlamı nedir? Zem kavramı ayet ve hadislerde geçiyor mu?

Zem, “Bir kimseyi kötü veya çirkin bir niteliğiyle anıp onu yerme, kınama” anlamında ahlâk terimidir.

ZEM NEDİR?

Sözlükte zem (zemm) “bir insanı, bir nesneyi veya davranışı onda bulunan ya da bulunduğu iddia edilen kötü ve çirkin bir niteliği yüzünden yermek, kınamak, ayıplamak” anlamında masdar, bu şekilde kötüleyici söz ve davranışları ifade etmek üzere isim olarak kullanılır; karşıtı medihtir. Aynı kökten türeyen mezemmet de “yerme, yergi” mânasına gelir.

Kınayıcı ve ayıplayıcı sözler söyleyene zâmm, kınanıp yerilene mezmûm, zemîm, müzemmem denir. Zem ve zâmm kelimelerine “ayıp, kusur” mânası da verilir. Genelde iyi huylar ahlâk-ı hamîde, kötü huylar ahlâk-ı zemîme diye nitelenir. “Hecv/hicâ”, “istihfâf”, “ayb” ve “ta‘yîb” masdarları da zemme yakın anlamlar taşır. Bununla birlikte zem sadece sözlü yergi için kullanılırken ayb ve ta‘yîbin hem sözlü hem fiilî yergiyi kapsadığı belirtilir. Zem gibi sözle yermeyi ifade eden hiciv daha çok yergi ve eleştiri içerikli manzum eserler için kullanılır (Râgıb el-İsfahânî, el-Müfredât, “ʿayb” md.; Lisânü’l-ʿArab, “ẕmm” md.; Kāmus Tercümesi, IV, 292-294; Dozy, I, 488-489; Kādî Abdülcebbâr, s. 611, 699; İbn Sîde, XI, 55-56).

KUR’AN’DA VE HADİSLERDE ZEM

Kur’ân-ı Kerîm’de zem kavramı mezmûm şeklinde üç âyette yer alır; iki yerde günahkârların âhirette ve Allah katındaki durumu tasvir edilir (el-İsrâ 17/18, 22), bir yerde de insanların dış görünüşe bakarak yapacakları kınamaya atıfta bulunulur (el-Kalem 68/49).

Hadislerde de zem ve bazı türevleri kullanılmıştır (Wensinck, el-Muʿcem, “ẕmm” md.). Bir rivayete göre Hz. Peygamber (s.a.v.) ashabına şöyle demiştir: “Allah’ın, beni Kureyş’in tel‘in ve hakaretlerinden kurtarmasına hayret etmez misiniz! İsmim ‘Muhammed’ (övülmüş) iken onlar bana ‘müzemmem’ (yerilmiş) diyorlardı” (Müsned, II, 244, 340, 369; Buhârî, “Menâḳıb”, 17; Nesâî, “Ṭalâḳ”, 25).

Gerek Kur’an’da gerekse hadislerde zem yanında levm, suhriyye, lemz, ayb, gıybet, nemîme gibi kınama, alay, hakaret ve aşağılama ifade eden kavramlarla insanları inciten, itibarlarını zedeleyen, sonuçta toplumsal birliği ve dirliği bozan söz ve davranışların eleştirildiği görülür (meselâ bk. el-Mâide 5/54; el-Hucurât 49/11-12; Müslim, “Cenâʾiz”, 100, “Birr”, 55).

Öte yandan birçok âyette inkârlarını, günah ve kötülüklerini ısrarla sürdüren, din konusunda müslümanlara husumet besleyen, insanlara zarar veren kişilerin ve toplulukların olumsuz sözleri ve davranışlarından örnekler verilmiş, bunlar yerilip kınanmıştır (meselâ bk. el-Mutaffifîn 83/1-17; el-Fecr 89/17-26; el-Alak 96/6-19; el-Hümeze 104/1-9; el-Mâûn 107/1-7).

Kaynak: DİA