Zenginlik mi Yoksa Fakirlik mi Üstündür?
“Zenginlik mi yoksa fakirlik mi üstündür?” sorusuna; zühd ve takvâsıyla meşhur olan İmam Ahmed bin Hanbel’in verdiği cevap.
Hakîkatte fakirlik, kalbin Hak’tan gâfil olmasıdır. Bir kalp, Cenâb-ı Hak ile beraberlik nîmetine sâhipse, dünyânın en zengini demektir. O’ndan uzak ise, en mahrûmudur.
ZENGİNLİK Mİ YOKSA FAKİRLİK Mİ ÜSTÜNDÜR?
Zühd ve takvâsıyla meşhur olan İmam Ahmed bin Hanbel’e:
“–Zenginlik mi yoksa fakirlik mi üstündür?” diye sorulmuştu. Şöyle cevap verdi:
“–Pazara müdâvim ol (ticâret yap), halktan istiğnâ et. İnsanlara karşı müstağnî davranmak kadar büyük bir fazîlet bilmiyorum.”
İbrâhim bin Edhem, fakirlikten yakınan birini gördü ve ona:
“–Fakirliği bedel ödemeden mi sana verdiler ki, ondan yakınıyorsun?” dedi.
Adam şaşkınlıkla:
“–A efendi! Fakirliği de mi bedel ödeyerek alırlar?” diye sordu.
İbrâhim bin Edhem Hazretleri şöyle dedi:
“–Evet! Ben fakirliğin değerini görünce, onu satın almak için büyük bir memnûniyet ve rızâ ile Belh ülkesini verdim.”
Burada kasdedilen husus, nefsin ihtirâsını kırıp kanaat zengini olabilmektir. Fukarâ-i sâbirîn ile ağniyâ-i şâkirîn, ilâhî rızâda beraberdirler. Lâyıkıyla sabredilen bir fakirliğin mânevî kıymetine paha biçilemez...
İKİ BÜYÜK SERVET
Ebû Hâzim Hazretleri’ne:
“–Servetin nedir?” diye sorduklarında:
“–İki şeydir; biri Allâh Teâlâ’dan râzı olmak, diğeri de insanlardan müstağnî kalmak.” demiştir.
“–Öyleyse fakirsin.” denilince de:
“–Yerler, gökler ve bunların arasındaki şeyler, Allâh Teâlâ’nın mülkü iken ve ben de O’nun muhlis bir kulu iken nasıl fakir olurum!” cevâbını vermiştir.
Hakîkatte fakirlik, kalbin Hak’tan gâfil olmasıdır. Bir kalp, Cenâb-ı Hak ile beraberlik nîmetine sâhipse, dünyânın en zengini demektir. O’ndan uzak ise, en mahrûmudur.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Faziletler Medeniyeti 1, Erkam Yayınları