Zerrelerin Büyük Hesabı
Cenâb-ı Hak buyuruyor: “Kim zerre kadar iyilik yapmışsa onu görür. Kim de zerre kadar kötülük yapmışsa onu görür.” (Zilzâl, 7-8)
Rasûlullah -sallâllahu aleyhi ve sellem- buyurdular:
“Gerçek şudur ki kâfir bir iyilik yaptığı zaman, onun karşılığında kendisine dünyalık bir nimet verilir. Mü’mine gelince, Allah onun iyiliklerini âhirete saklar, dünyada da yaptığı kulluğa göre ona rızık verir.” (Müslim, Münâfıkîn, 57, 56)
ZERRELERLE İDRAK EDİLEN HAKİKAT
Bir şahıs, Nebiyy-i Ekrem Efendimiz’e gelmiş ve:
“–Ey Allah’ın Rasûlü, Allah’ın sana öğrettiklerinden bana da öğret!” demişti. Rasûlullah -sallâllahu aleyhi ve sellem- onu, kendisine Kur’an öğretmesi için ashâbından birine gönderdi.
Sahâbî ona Zilzâl sûresini sonuna kadar öğretti. “Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu görür. Kim de zerre miktarı şer işlemişse onu görür” âyetlerine gelince, bu ifadelerden son derece müteessir olan şahıs, derin düşüncelere daldı ve:
“–Bu bana yeter” dedi. Bu durum Hz. Peygamber -sallâllahu aleyhi ve sellem-’e haber verilince:
“–Onu bırakın! Zira o hakîkati idrak etti, anlayış sahibi oldu” buyurdu. (Suyûtî, ed-Dürrü’l-mensûr, VIII, 597)
ÎMAN, BEDEVÎNİN KALBİNE NASIL GİRDİ?
Yine, bir bedevi Allah Rasûlü’nün bu âyetleri okuduğunu dinleyince:
“–Ey Allah’ın Rasûlü, zerre ağırlığı kadar mı?” diye sordu. Rasûlullah -sallâllahu aleyhi ve sellem-:
“–Evet” buyurdu. Bir anda hâli değişiveren bedevî:
“–Vay benim kusurlarım!” dedi ve bu sözlerini defalarca tekrarlayıp durdu. Sonra da işittiği âyetleri tekrar ederek kalkıp gitti. Rasûlullah -sallâllahu aleyhi ve sellem- onun ardından:
“–İman bu bedevînin kalbine girdi” buyurdu. (Suyûtî, ed-Dürrü’l-mensûr, VIII, 595)