Zeynelâbidîn Hazretleri’nin Sadaka Hassâsiyeti
İnfâk etmenin güzel bir örneğini veren Zeynelâbidîn Hazretleri’nin sadaka hassâsiyeti...
İslâm târihinin ilk yıllarında Medîne-i Münevvere’de bâzı fakirlerin kapılarına meçhûl bir kimse her sabah bir çuval erzak bırakmaktaydı. Bir sabah o fakirler uyandıklarında baktılar ki, kapılarına erzak konmamış. Sebebini merak ederlerken, o esnâda içli bir salâ sesi duyuldu ve Medîne-i Münevvere, Hazret-i Ali -radıyallâhu anh-’ın torunu Zeynelâbidîn Hazretleri’nin vefâtı haberiyle çalkalandı. Herkes derin bir mâteme büründü.
GİZLİCE İŞLENEN AMEL
Bu Peygamber evlâdına karşı son vazîfeler îtinâ ile yapılmaya başlandı. Sıra mübârek nâşının yıkanmasına geldiğinde, bu şerefli vazîfeyi yapacak olan zât, mevtânın sırtında içi su toplamış büyükçe yaralar görünce şaşırdı. Sebebini anlayamadı. Yakınlarına sorduğunda ise, Ehl-i Beyt’ten orada bulunup bu sırra âşinâ olan bir kimse, şunları söyledi:
“–Zeynelâbidîn Hazretleri her sabah hazırladığı erzak çuvallarını sırtında taşıyarak erkenden fakirlerin kapısına götürür ve kimseye görünmeden geri dönerdi. Halk da bu çuvalları kimin bıraktığını bilmezdi. Sırtında gördüğünüz yaralar, işte o çuvalları taşımaktan ötürü oluşmuş yaralardır.” (Bkz. İbn-i Kesîr, el-Bidâye, IX, 112, 122; Ebû Nuaym, Hilye, III, 136)
İşte, Hakk’a râm olmuş, merhamet dolu bir mü’min yüreğindeki ihlâs tecellîsi ve hayırlarının ecrini, beşerin iltifatlarıyla zedelememek için ömür boyu riâyet edilen bir hassâsiyet…
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Faziletler Medeniyeti 1, Erkam Yayınları