Zikir Esnâsında Sallanmanın Hükmü Nedir?
Bâzı zikir meclislerinde dervişlerin ayakta ve sallanarak zikir yaptıkları görülmektedir. Zikir esnâsında sallanmanın hükmü nedir?
Zikrin vecd ile yapılması zikredenin gönül dünyâsında bir ürperti ve haşyetin meydana gelmesine vesîle olmaktadır. Kur’an-ı Kerîm’de gerçek müminlerin vasıfları anlatılırken: “Onlar Allah’ın adı zikredildiğinde kalbleri ürperir”[1] buyrulmaktadır. İnsanoğlu Allah’ı zikrettiği ve Kur’an okuduğu zaman ruh ve gönül dünyâsında meydana gelen sâfiyetle elest bezmine doğru şevkle yol alır. Bu şevk ve heyecân, insanların zikir ve Kur’an tilâveti esnâsında başlarının ve bedenlerinin sallanmasının önemli sebebidir. Âdetâ insan rûhu, ilâhî kelâmı ve esmâyı duydukça Rabb’ının huzûruna yakın olmaya iştiyâk duyar.
Huşû duyan bir kalbe sâhip olan ve Allah’ın zikriyle vecde gelen kişi bu coşkuyla ayağa kalkar, oturur ve ilâhî vâridâtın tesîriyle bâzen yere düşer. Bunlar ilâhî bir cezbenin tesîri ile oluyorsa makbûldür. Makbûl olmayan böyle bir huşûdan mahrûm olmak, ürpermeyen bir kalbe sâhip bulunmaktır. Nitekim Allah Teâlâ: “Allah’ın zikrine karşı kalbleri katılaşmış olanlara yazıklar olsun. Onlar apaçık bir sapıklık üzeredirler”[2] buyurur.
Dipnotlar:
[1]. el-Enfâl, 8/2.
[2]. ez-Zümer, 39/22.
Kaynak: Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, 300 Soruda Tasavvufi Hayat, Erkam Yayınları