Zina Toplumu ve Aile Yapısını Bozuyor

Zinanın Türk aile yapısını da kökünden sarstığı bir kez daha ortaya çıktı. Adalet Bakanlığı verilerine göre son 7 yılda zina ahlaksızlığı nedeniyle 5 bin 409 yuva dağıldı. Zinadan dolayı hukuk mahkemelerine 2010’da 358, 2011’de 448, 2012’de 629, 2013’te 903, 2014’te 912, 2015’te 1067, 2016’da 1092 boşanma davası açıldı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gündeme getirdiği 'zina yasasında düzenleme yapılacağı' konusu kamuoyunda geniş yankı bulurken gazetemiz Akit, zinanın toplum düzenini yerle bir ettiğini, Türk aile yapısını da kökünden sarstığını ortaya koyan verilere ulaştı. Toplumu ve aileleri uçuruma yuvarlayan zina ahlaksızlığı nedeniyle son 7 yılda 5 bini aşkın yuva parçalandı. Zina, boşanma davalarının en büyük sebebi haline geldi.

AHLÂKSIZLIKLARIN ÖNÜNÜ AÇTI

Yüce İslam dinimizin en büyük haramlar arasında gösterdiği zina ahlaksızlığının suç mahiyetinde olmadığı ülkemizde, bu nedenden dolayı toplum ve ailelerin uçuruma sürüklendiğine ilişkin rakamlar gün yüzüne çıktı. Adalet Bakanlığı’ndan edinilen bilgilere göre; son 7 yılda zina ahlaksızlığı nedeniyle tam 5 bin 409 yuva dağıldı. Zİnanın serbest olması dolayısıyla eşler arasında sadakatsizliğin her geçen yıl daha da arttığı gözlendi. Zina ahlaksızlığı nedeniyle 2010’da 358 olan boşanma davası sayısı, 2011’de 448’e, 2012’de 629’a, 2013’te 903’e yükseldi. 2014 yılında 912 çift zina nedeniyle boşanmak istedi. 2015’te bu rakam 1067’ye fırladı. 2016’da da yükselişte olan zina kaynaklı ayrılıklar 1092 olarak kayıtlara geçti. Rakamlar, son 7 yıl toplamında 5.409 ayrılığın baş müsebbibi olan zina serbestisinin toplumu manevi köklerinden kopardığını ve aile kurumunu çökerttiğini gösteriyor.

BİR NUMARALI AYRILIK SEBEBİ

Türkiye’nin en büyük gücü olan aile yapısını darmadağın eden zina serbestisinin 1092 çiftin yuvasını yıktığı 2016 yılında diğer boşanma nedenleri ise zinanın gerisinde kaldı. 2016 istatistiklerine göre; “terk” nedeniyle 923 kişi, “suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme” nedeniyle 287, “ortak hayatın yeniden kurulamaması” sebebiyle 668, “hayata kast ve onur kırıcı davranış” nedeniyle 468, “fiili ayrılık nedenine dayalı olarak 579 evlilik sonlandı. Rakamsal veriler, ayrılık nedenlerinin birçoğunun, sadece 2016 yılında 1092 boşanma vakasına neden olan zinanın yarısına dahi tekabül etmediğini gösteriyor.

SORUNLARIN ÇÖZÜMÜ MANEVİ EĞİTİMDE SAKLI

Toplumun ve özellikle gençlerin içinde bulunduğu durumu değerlendiren Anadolu Gençlik Derneği Denizli Şube Başkanı Hamza Öztürk, son günlerde artış gösteren aile içi şiddet, çocuk istismarı ve uyuşturucu vakalarına; ahlak ve maneviyattan yoksun çarpık eğitim sisteminin yol açtığını söyledi. Ülkemizde artan intihar vakaları, çocuk istismarı, alkol ve uyuşturucu kullanımının gittikçe yaygınlaştığına vurgu yapan AGD Denizli Şube Başkanı Hamza Öztürk, “Bütün bunlar, gelecek nesillerimiz adına dertlenmemizi gerektirmektedir. Zira zemin ayağımızın altından kayıyor. Gençlerimizde ve toplumumuzda manevi boşluk giderek artmaktadır. Şehveti, para ve güç tutkunluğu aşılayan diziler, madde bağımlılığı, kumar oyunları gibi haramlar ile gençlerimizin ömrü çürütülmektedir. Ahlakın olmadığı yerde huzursuzluk, başıbozukluk ve iğrençlikler oluyor. Bu yüzden bizler ‘önce ahlak ve maneviyat’ düsturunu önemsiyor, bu konudaki sorunların da manevi eğitimle çözüleceğine inanıyoruz” denildi.

Kaynak: yeniakit

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.