Zinadan Kaçan Genç

İSLAM VE İHSAN

Nefis bu gibi vakalarda kendini muhasebe için empati kurarak kendi iç dünyasında kendi halini görmelidir. İşte ibretlik bir kıssa ile yakışıklı bir gencin zinadan kaçış hikâyesi...

Asmâî’nin anlattığı bir hikâyede zinadan kaçan genç şöyle anlatılmaktadır:

Yakışıklı bir genç bir yolculuğa çıkmıştı. Yolu, geniş bir sahraya düştü. Bir kadın kendisine takıldı ve bu gence âşık oldu. Ona: “Güzel şiir söyleyebilir misin?” diye sordu. Genç: “Tabîî” deyince: “Söyle bakalım” dedi. Genç de şu şiiri inşâd etti:

İhtiyacım yok kadınlara benim,

Fisk-u fucûr işlemem ölene kadar.

Bu ıssız yerde ne kadar uzasa da seyr-ü seferim

Kesinlikle, bendekine karşı bir arzu duyma!

Çünkü görür Arş’ın üstünden Cenâb-ı Mevlâ

Ve gadab eder büyük günah işleyene.

Kadın: “Bırak şiiri!” dedi. “Kur’ân’dan bir âyet okuyabilir misin?” Genç: “Evet” deyince, kadın: “Haydi oku” dedi. Genç: “Zinâ eden kadın ve erkekten her birine yüz sopa vurun.” (Nûr, 2)meâlindeki âyet-i celîleyi okudu. Kadın: “Tamam, tamam!” dedi ve geriye elleri boş olarak döndü.[1]

GÜCÜ YETEN EVLENSİN, YETMEYEN ORUÇ TUTSUN

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

“Zinaya yaklaşmayın. Zira o, bir hayâsızlıktır ve çok kötü bir yoldur.” (İsrâ, 32)

Rasûlullah (sav) buyurdular:

“Ey gençler!.. Sizden evlenmeye gücü yeten kimse hemen evlensin. Zira evlilik, gözü ve tenâsül uzvu haramdan en iyi koruyan en sağlam kaledir. Evlenmeye imkânı olmayan ise oruç tutsun; zira oruç şehveti kırar.” (Buhâri, Nikâh, 2-3; Müslim, Nikâh, 1)

ZİNA ETMEK İSTEYEN GENCE, PEYGAMBERİMİZİN CEVABI

Ebû Ümâme (r.a) anlatıyor:

“Bir genç Rasûlullah Efendimiz’e geldi ve:

«–Yâ Rasûlallah! Zina için bana izin verir misiniz?» dedi.

Oradakiler hemen gencin üzerine yürüdüler ve azarlayarak «Sus, sus!» dediler.

Efendimiz (s.a.v):

«–Yaklaş!» buyurdu. Genç, Allah Rasûlü’nün yanına varıp oturdu.

Rasûlullah (s.a.v) ona:

«–Böyle bir şeyi annen için ister misin?» diye sordu. Genç:

«–Allah beni senin yoluna kurban etsin, hayır, vallâhi istemem yâ Rasûlallah!» dedi.

Allah Rasûlü (s.a.v):

«–Diğer insanlar da anneleri için böyle bir şeyi istemezler» buyurdu.

Daha sonra Rasûlullah (s.a.v), aynı soruyu kızı, kız kardeşi, halası, teyzesi için de sordu. Genç hepsine:

«–Allah beni senin yoluna kurban etsin, hayır, vallâhi istemem yâ Rasûlallah!» cevabını verdi.

Rasûlullah (s.a.v) her defasında “diğer insanların da yakınları için böyle bir şeyi istemeyeceklerini” hatırlattı. Konuşmanın sonunda mübârek elini gencin üzerine koydu ve:

«Allah’ım, bunun günahlarını affet, kalbini temizle ve iffetini muhâfaza eyle!» diye dua etti.

Genç bundan sonra böyle bir şeye hiç tenezzül etmedi.” (Ahmed, V, 256-257; Heysemî, I, 129)

Kaynak: [1] İsmail Hakkı Bursevî, Rûhu’l-Beyân, 3. Cilt, 341. Sayfa, Erkam Yayınları